EKIM2021 Pınar Tekeş
Aldatılmak
ALDATILMAK İlk ne zaman aldatıldığınızı hissettiniz? Bu soruyu okuduğunuzda şaşırdınız veya tepki verdiniz mi? Hayır, ben hiç aldatılmadım dediniz mi? İlkokulda en yakın arkadaşınız tenefüste sınıfa yeni gelen kızla ip atlarken de aldatılmış hissetmediniz mi? Veya kardeşiniz doğduğunda anne ve babanız onunla aynı odada uyumaya başlayıp siz tek başınızda odanızda kaldığınızda? Çok küçük olarak tanımladığımız şeyler bile bilinçaltında bir çığa dönüşüp ilerki zaman döngülerinde benzer etkiler hissettirebiliyor. Tetikleyici olaylar yaşadığımızda belki de kendimize o zamanki gibi davranmayacağımızı ispat edebilmek için benzer durumları çekebiliyoruz. “Bu sefer farklı olacak”la başlayan döngü; aynı hüzün, üzüntü ve yalnızlık duygusuyla devam edebiliyor. Yazın bitmesiyle yeni diziler kanallardaki ve dijitaldeki yerlerini bir bir almaya başladı. Farkettiniz mi son zamanda aldatma ile ilgili yerli yabancı ne kadar çok dizi yapılmış? Tam da tetikleyici olabilecek türden... Sadece kadın- erkek ilişkileri, evliliklerle ilgili değil, aile için dinamiklerdeki aldanışlar, aldatışlar, arkadaşlar ve iş çevresinde yaşanan hayal kırıklıklarına varan bir yelpazede. İçin için mücadele edip kazanmasını, üstün gelmesini istediğimiz kahramanlar her akşam geçmişimizdeki bazı noktalara değip bize kendimizi hatırlatıyor olabilir mi? Aldatma aslında biz olma halini tehdit edebilecek herşeydir. Biz olduğunuz birliktelikte, ilişkinin diğer taraf veya taraflarının sizinle kurdukları iletişim ve yaşadıkları olayları siz olmaksızın başkalarıyla yaşıyor olmasıdır. Psikologlar der ki “Aldatma kişinin hayatındaki duygusal veya fiziksel boşlukları doldurma ihtiyacı sonucudur”. Hiç kuşkusuz bu da aldatıladığını düşünen kişide dışlanmışlık, yetersizlik, sevilmeme, beğenilmeme, güvensizlik gibi pek çok olumsuz duygu yaratabilir. Gelin biz her zamanki gibi olaya mağduriyet açısından değil kazanım açısından bakalım. - İlk ne zaman aldatıldınız? Çok küçükken de olabilir? İlk aklınıza geleni yazın - Ne hissettiniz? - Bu olay farklı sembolizmle hayatınızın başka hangi alanlarında tekrar etti? - Bu tekrarlardaki benzer sebep ve sonuçları not edip karşılaştırın. Ve size ne anlam ifade ettiğini farkedin. - Siz bir ilişkide aldatan oldunuz mu? Yukarıda da söylediğim gibi sadece fiziksel yakınlık hissetmek diye düşünmeyin. Eğer evetse bakın bakalım hayatınızdaki hangi boşlukları doldurmak için bunu yaptınız? - Şimdi o boşlukları biri aracılığıyla doldurma ihtiyacınız olmadan, açık kalan alanları kendiniz nasıl güçlendireceğiniz konusunda bir plan yapın. Bunu yazılı hale getirin. - Hayatınızda kendinizi ne kadar değerli buluyorsunuz? Bunu örneklerle anlatın. Değer verme kriterlerinizi gözden geçirin. Bakın bakalım acaba dışarıdan bu kriterler size sağlandığında mı sevildiğinizi, ait olduğunuzu, değer gördüğünüzü hissediyorsunuz? - Başkaları tarafından onay gördüğünüzde mi kendinizi kabul edip değer veriyorsunuz? - Kendinizi ne kadar seviyorsunuz? Kendinizi tüm yönlerinizle kabul ederseniz ne olur? - Şimdi kendinize yönelttiğiniz çalışmadaki ipuçlarını yukarıdaki ilk soruların cevaplarıyla karşılaştırın. Ne gibi ortak noktalar var? Eğer aldatmadığınızı düşünüyorsanız kendinizi aldatmaya çalıştığınız zamanlara odaklanın. - Bütün bu olayların tekrarlanmaması hangi yönlerinizin güçlendiğini, kendinizde neleri değiştirirseniz bu tekrarlara ihtiyacınız olmayacağını farkedin. - Ve değişiklikleri başlatmak için bir plan hazırlayıp uygulamaya koyun. Güvenmeyi öğrenmek, kendinize güvenmek, kendinizi nasıl konumlandırdığınızı ve kendinizi farketmek, kabul görmek ve ait olmak, tercih etmek ve edilmeyi öğrenebilmek için aldatma yaşayacağınız olay ve kişileri hayatınıza çekme deneyimlerine son vermek ister misiniz? Cevabınız evetse süreç başlamıştır...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.