SUBAT2017 Reşat Kutucular
İktidar diline karşı muhalif iletişim
Bu yazıda küçük meselelerden bahsetmek niyetindeydim. Ocağın soğuğundan Urla'daki kardan dem vurabilirdim. Olmadı susam yağından çörek otundan falan girip zeytine kadar uzanabilirdim. Ya da dün akşam evde pişen o şahane levreği yazabilirdim. Heyhat an itibariyle dolar 3,89 ve memlekete ağır bir referandum havası hakim. Mesele büyük. Saflar netleştikçe tansiyon da artıyor. Belli ki Nisan'a kadar böyle şeyler yazmak durumunda kalacağız. İsterseniz gördüğüm kadarıyla tarafların analiziyle başlayalım: Erdoğancılar: Cumhurbaşkanına güveniyorlar, inanıyorlar. %100 evetçiler. Akp’liler: Partiyi önde tutuyorlar ancak doğal lidere de bağlılar. Verirlerse az fire verirler. İktidarcılar: Konjonktür gereği, istikrar adına, alternatif göremedikleri için Akp'ye oy vermiş olanlar. Hayır diyenleri olacaktır. Yüzdesi mi? Zor soru. Mhp'liler: Referandumun kaderi onların elinde. Tahmin yapması en zor grup. Hayır diyecek olanlar da vardır sandığa gitmeyecek olanlar da... CHP'liler: Net hayırcı olsalar da devletin bekası adına az miktarda evet diyenleri olabilir. HDP'liler: Sandığa gitmeyecekler, gidemeyecekler dışında çoklukla hayır diyeceklerdir. Daha önce Akp'ye oy vermiş Kürtlerin son yaşananlardan sonra iktidarı protesto edecekler mi göreceğiz. Kararsızlar: Anlaması en zor grup. Siyah mı beyaz mı gibi çok keskin bir soru bu. Tabii bu insanlar anket mahcubu da olabilirler. Net renk belli etmek istemiyor olabilirler. Zaten seçimler referandumlar öncesi yapılan kamuoyu araştırmaları çok güvenilir sonuçlar vermiyor. İstatistik bilimine sonuna kadar güvenen biri olarak sorunun deneklerde olduğunu düşünüyorum. Sosyal psikologlar bunu daha iyi yorumlayabilirler. Benim fikrim daha radikal düşünen tarafın hem anketlerde kendini sakladığı hem de sandığa mutlaka gittiği yönünde. Peki, bu süreçte ”evet”i besleyecek faktörler hangileri olacak: • Mevcut seçmen yapısı • İktidarda olmanın sağladığı her türlü olanağın sonuna kadar kullanılacak olması • Bölgesel ve yerel güvenlik kaygıların ”Hayır” çıkması durumunda ortaya çıkacak belirsizlik • Yanlış, eksik, çarpık bilgilendirmenin tüm şiddetiyle devam edecek olması Gelelim ”hayır”ı besleyecek olan etkenlere: • Anayasanın sadece iki partinin mutabakatıyla aceleyle hazırlanmış olması • Önerilen modelin parlamenter sistemin alışkanlıklarını, hafızasını, deneyimini büyük ölçüde siliyor olması • Ekonomik gidiş (etkili biçimde dillendirilmesi kaydıyla) • Paketin içeriğindeki kaygı verici maddeler • Güvenlik kaygıları (iletişimi sağlıklı kurulduğu takdirde) • Hayır çıkması durumunda toplumun kazanacakları • Evetçilerin aşırı özgüveni (15 yıldır ne yapmak istediniz de yapamadınız sorusuna karşı bile gayet kırılgan) Görünen o ki iktidar dili ve olanaklarına karşı muhalefetin dili ve iletişim kanallarının mücadelesi oldukça sert geçecek. Hayır, pekala mümkün. Hatta ülkedeki iklim iktidara 7 Haziran'dan sonra ikinci uyarıyı vermek hiç bu kadar uygun olmamıştı. Siyasetteki hoyratlık ve dengesizlik sonunda ekonomiye de bulaştı. Az ya da çok herkese dokunuyor artık.