HAZIRAN2021 Reşat Kutucular
Gerçeğin hatırına yutkuna yutkuna...
Gerçeğin hatırına yutkuna yutkuna... Mayıs 2021 tarihe “Sedat Peker ifşa ayı” olarak geçecek. Serinin birinci videosu 2 Mayıs’ta servis edildi. 4,6 milyon adet izlenme aldı. Yine de o günlerde iktidar erki açısından “küçük bir sarsıntı” olarak kayda geçti. 20 Mayıs’ta altıncı video geldi. İzlenme sayısı 8 milyona yaklaştı. Sarsıntının şiddeti arttı. Bugün 23 Mayıs, yedinci video on saatte 5,7 milyon izlenmeye ulaşmış durumda. Sarsıntı da giderek şiddetleniyor. Bunlar artçı mı öncü mü, o da belirsiz? Hızla büyüyen Peker depremi kendi ekonomisini yarattı. Merkez üssü YouTube olan bu aktivite yedi videoda 40 milyon izlenmeye ulaştı. Yalnız not edelim Peker videolarına reklam almadı. Tabii bir de bu videoları yorumlayan, sanki çok zormuş gibi “Peker’in şifrelerini çözen” onlarca gazeteci, internet sitesi, bilmem ne uzmanı var. İnternet medyası böyle olağanüstü bir reytingden pay kapmak için yarışıyor. Onlar videolarına reklam alıyorlar! Bu süreçten hangi siyasetçi az hasarla çıkar söylemek zor ama belli ki kazananlardan biri YouTube’un sahibi Google olacak. Ülkede kıyamet kopuyor ama ana akım medyada sessizlik hâkim. Konu bir iki muhalif kanalda ele alınıyor, o kadar… Görüldü ki bu yapılanmasıyla geleneksel medya artık internet medyası karşısında yok hükmünde! Özellikle onca kaynak tüketen yandaş medya tam anlamıyla boşa çıkmış durumda… 16 Kasım’da Berat Albayrak istifa ettiğinde sessizlik daha kısa sürmüştü. Bu seferki neredeyse bir ayı bulacak. Memleket gündeminden böyle bir kopuş görülmüş şey değil! Evet, yıllardır aramızda konuştuğumuz, akışını çözmeye çalıştığımız, anlatılana şüpheyle baktığımız bazı olayların bir suç örgütü lideri tarafından teyit edilmesinden veya düzeltilmesinden haz aldım. Evet, sistemdeki çürümüşlüğün suçlu da olsa, sistemin tam göbeğinden gelen birisi tarafından dışa vurulmasını sevdim. Evet, ülkenin yönetilememe halinin, her katmandaki çivisi çıkmışlığın, her köşedeki çapsızlığın bizim önyargılı bakışımızın eseri olmadığını, bizim az bile söylediğimizi görmek hoşuma gitti. Evet, yıllardır yandaş medya üzerinden inşa edilen “algı siyasetinin” bir tripod ve bir kamera karşısında nasıl aciz kaldığına tanık olmak iyi hissettirdi. Evet, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra kurulan, ülkeye bedeli son derece ağır olmuş bu ortaklığın altı yıl sonra böyle çatırdaması beni umutlandırdı. Bütün bunlara rağmen ülkedeki tıkanmışlığı aşabilmek için o kirli ellere muhtaç olmak, gerçeğe ulaşmak için aynı ellere ihtiyaç duymak… Tripoda, kameraya, YouTube’a bu kadar anlam yüklemek, bunlardan medet ummak… Başroldeki isimler değişse bile sistemin özünde kir ürettiğini, öyle de böyle de yeniden kirli üreteceğini için için biliyor olmak… Normal ülkelerde “yıkıcı skandal” olabilecek bu ifşaların bizde her seferinde “kanıksanmış rezalet” olarak algılanmasını yaşamak beni üzdü, üzüyor, üzecek. Taşların yerinden oynaması iyi, ancak böyle oynayabilmesi iyi değil! Gerçeğin hatırna yutkuna yutkuna katlandıklarımız az şey değil!