Bulunduğu sayı belirtilmemiş. Reşat Kutucular
Öfke Kontrolü
Bir cuma günü öğleden sonra… Kıbrıs Şehitlerinde dalgın dalgın yürüyorum. Kafamda bir sürü düşünce... Cadde her zamanki gibi kalabalık, her zamanki gibi canlı… Yirmi beş otuz yılda nereden nereye evrildi bu yol… Otomobille Selluka Kasabın önünde durulabildiğini hatırlıyorum. O zaman için butik manav sayılabilecek Kemal, Kristal restoran, Manisa Kebapçısı aklıma geliyor. Pek tercih edilmezken şimdi İzmir’in en yoğun çarşılarından biri oldu… Otuz yıl sonrası nasıl olacak kimbilir. Tam o sırada bir genç kızın 'bırak kolumu' çığlığıyla irkiliyorum. Gençler eskiye göre çok daha gürültücü diye aklımdan geçirirken bir daha bağırıyor kız. İki delikanlıdan özellikle bir tanesine dönüp 'yeter artık' diyor. Can hıraş. Benimle birlikte beş altı kişi daha olayla ilgilenmeye başlıyor. Ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Kadına şiddet konusunda hassasım. Böyle bir şey olduğunda hemen aklıma kadın cinayetlerini sayan www.anitsayac.com sitesi geliyor. Gençlerden daha kabadayı olanı kızı sokak içine doğru itekliyor. Sonra dönüp bize ne bakıyorsunuz ulan gibisinden efeleniyor. Gerildiğimi hissediyorum. İnadına bakmaya devam ediyorum. Aramızda yirmi yirmi beş metre… 'Bak hala hala bakıyor …….' gibisinden bir daha bağırıp bana doğru üç beş metre yaklaşıyor. En son yumruklu kavgamı yine o civarda bir yazlık sinemada kırk yıl önce falan yapmışım. İdmansızım. Ayrıca şiddete şiddetle karşılık vermek de neyin nesi? 3 Ama yine de bir koşu delikanlının yanına gidip derdini sormak istiyorum. Gençten bir başka biri koluma girip 'bırak abi ya, değmez' diyor. O arada efelenen delikanlı da arkasını dönüp uzaklaşmaya başlıyor. Kızın itirazları da zayıflıyor. Gözden kayboluyorlar. Gerilmiş vaziyette yürümeye devam ediyorum. Bu ülkede her gün böyle sahnelerin sık sık yaşandığını biliyoruz. Müdahale etmeye kalksanız başka dert, etmeseniz başka. Konu, olmayacak noktalara da varabilir. Tuhaf bir ülkeyiz çünkü. Yardımcı olmak isterken canınız sıkılabilir. Tabii o delikanlının da açmazları da ayrı. Onu bu kadar öfkeli yapan ne? İş bulamıyor olabilir. Bu ülkeden ümitli olmayabilir… İşin böyle durumlarda ne yapmalı kısmı karışık. En doğrusu hukuki yollara başvurmak ve adaleti o şekilde sağlamak desem o da komik olacak! Bu ülkede artık aile hekimi gibi aile psikologları olsa iyi olacak. O olamıyorsa okullara öfke kontrolü dersi konsun. Bir parça çare olur belki.