KASIM2016 Şükran Yücel
Karaca Sineması Yeniden
Karaca Sineması kapanacak, kapandı, derken sonunda sinema aşkı galip geldi ve İzmir'in son bağımsız sineması, kapısı sokağa açılan son sineması, AVM sinemalarına yenik düşmedi ve yeniden açıldı. Bu önemli bir kazanım çünkü hep kaybediyoruz. Ümitvar olabilmek için tutunduğumuz sanat yuvaları birer birer eksiliyor. Sinema deyip geçiyor bazıları, “dvd'den izlerim, on-line izlerim” diyorlar. Filmleri bilet almadan, hiçbir karşılık ödemeden, evinin rahat koltuğunda seyretmeyi tercih edenler var. Sinemanın sosyal bir olay olarak insanları buluşturan özelliğini umursamıyorlar. Bu işlevi AVM'ler üstleniyor. Hafta sonu ailecek AVM'lerde vakit geçiriliyor, sade suya tirit bir piyasa filmi izleniyor, kültürsüzleşme süreci tamamlanıyor. İzmirli sinemaseverler bir Karaca Sineması'nı yaşatamıyorsa cehalete teslim olmamışsa bile, sanata ilgisini kaybetmiş demektir. Bir kentte eğlence için değil de, sanat için sinema yoksa, yaşayamıyorsa, yaşatılmıyorsa, o kentin geleceğinden kuşku duyarım. Gelecek kuşakların nasıl yetişeceğini hayal bile edemem. Neyse ki, İzmir'deki sinemaseverler Karaca Sineması'nın yeniden açılması için mücadele vererek imza kampanyaları düzenlediler, sosyal medyada seslerini yükselttiler. Bu İzmir için bir ilkti. Bundan sonra da seyirci desteğinin devam etmesini diliyorum. Karaca Sineması 1968'de sinema salonlarının en parlak dönemini yaşadığı bir zamanda açılmıştı. Çok şık ve güzel bir salondu. Seyircinin ilgisinin yavaş yavaş azalmaya başladığı dönemlerde de ayakta durmaya çalıştı. 2001'de sessiz sedasız kapandı. Karaca Oteli'nin ve sinemanın sanatsever sahibi Mustafa Kaya'nın işletmeciliğinde 2005'te yeniden açıldı. 12 yıldır Karaca Sinema'nın müdürlüğünü yapan sinema âşığı Serdar Arslan, sinemanın ayakta durması için mücadelesini sürdürdü. Sinemanın zarar etmesine daha fazla dayanamayan Mustafa Kaya 18 Ağustos'ta bir açıklama yaparak, AVM'lerle rekabeti daha fazla sürdüremeyeceğini ve sinemayı kapatarak düğün salonu yapacağını duyurdu. Kaya'nın açıklamasında İzmirlilere kırgın olduğunu ifade etmesi bence üzerinde düşünmemiz gereken bir konu. Mustafa Kaya, İzmir'in sanat hayatı için senelerdir fedakârlık yaptığını ama İzmirli sanat ve sinema sevenlerin yeterince ilgi göstermediğini söylüyordu. Bu sırada büyük salonun koltukları söküldü. Karaca Sineması'nı yaşatmak için pes etmeyen Serdar Arslan 7 Ekim 2016'da iki salonu kiralayarak “Yola devam!” dedi. Bu salonlardan birinde BAŞKA SİNEMA filmleri gösterilmeye devam edecek. Diğerinde ise kaliteli vizyon filmleri gösterilecek. Karaca Sineması'nın yaşatılması için lütfen duyarlılık gösterelim. Serdar Arslan'ı yalnız bırakmayalım. Sinema sadece sinema değildir. Bu sadece Karaca Sineması meselesi değildir, İzmir'in kent kültürü, yaşam tarzı meselesidir. Başka Sinema'nın seçkisinde yer alan dünya sinemasının en seçkin ve ödüllü filmleri Karaca Sineması'nda gösterilecek. Her filmle dünyamız genişleyecek, ufkumuz açılacak. 4 yıldır FİLMEKİMİ Karaca Sineması'nda yer alıyordu. Sinemanın kapanma kararı nedeniyle bu ekim ayında gerçekleşemedi. Gelecek yıl FİLMEKİMİ Karaca Sineması'nda seyircilerini bekleyecek umuyorum. Bu sezon FİLMEKİMİ'nde kaçırdığınız filmlerin çoğunu BAŞKA SİNEMA'nın aylık programlarını takip ederek izleyebilirsiniz. Bu yıl Cannes Film Festivali'ni altüst eden Toni Erdmann'ı kaçırmayın, derim. François Ozon'un Frantz'ı olağanüstü incelikli bir film. Jim Jarmush'un Paterson'u bir harika. Asghar Farhadi, Satıcı'da gene insan ilişkilerini psikolojik derinliğiyle irdeliyor. Yıllardır ne çok sinema salonunu kaybettik. İkbal, Yıldız, Elhamra, Konak, Şan, Sema, Köşk, Güzelyalı As, Hatay, İzmir, Karşıyaka, Deniz, Efes ve daha pek çok sinema salonu, açıkhava sineması ya beton inşaatlara ya da seyircinin ilgisizliğine yenik düştü. Her sinema salonu kapandığında, kültür hayatımızdan bir şeylerin eksildiğini görmeliyiz. Geçtiğimiz aylarda iki güzel sinema insanını daha kaybettik: Vedat Türkali ve Tarık Akan. Vedat Türkali'nin “Yeşilçam Dedikleri Türkiye” adlı romanındaki karakterlerden biri olan Gündüz, “Sinema sevmeden bu çağ yaşanmaz.” diyordu. Bu cümlenin doğruluğuna her geçen gün daha çok inanıyorum. Hayatımızda sinema olmasa, nasıl dayanabiliriz karanlığa? Sinema insana dayanma gücü verir. Sinema insana umut verir. Vedat Türkali, romanına şair Paul Eluard'ın bir şiirinden alıntı koymuştu: “Hiçbir zaman karanlık değildir gece/ Kendimde denemişim ben / Kulak ver dinle/ Her acının sonunda/ Açık bir pencere vardır / Aydınlık bir pencere.” Sinema, o penceredeki ışık olabilir. Işıksız kalmayın.