SUBAT2017 Yayın Kurulu
Ne kadar dürüstüz!
Dürüst bir toplum olmadığımızı biliyoruz. Onda bir şüphe yok. Çünkü dürüstlük bir erdem olarak çocukluğumuzdan bu yana bize aşılanan bir değer değil. Tam tersi, kurnazlık öğretiliyor çoğu zaman. Velev ki sen her şeye rağmen dürüstsün, o zaman da vay haline! Konuyu kişisel olmaktan çıkartıp toplum düzeyindeki etkilerine baktığımızda malum siyasetteki tabloyu görüyoruz. Ancak ilginçtir ki, dürüstlükle gayri safi milli hasıla arasında da bir ilişki var. Yani vatandaşları dürüst olan ülkeler ekonomik olarak da büyüyor. East Anglia Üniversitesi Ekonomi Okulu'ndan Dr. David Hugh-Jones’un yaptığı bir araştırma 15 ülkede dürüstlük ve dürüstlükle ilgili inançları tespit etmiş. Araştırma, hangi ülke insanlarının daha dürüst olduğunu ve bunun ülkenin ekonomik düzeyiyle ilişkisini ortaya koyuyor. Buna göre daha dürüst insanların yaşadığı ülkeler genellikle ekonomik refah seviyesi yüksek ülkeler olarak öne çıkıyor. Dr. David Hugh-Jones ile konuştuk. Sevgiye herkesin çok ihtiyacı var bu aralar. Eğer kutlamayı düşünüyorsanız, sizin için "Sevgililer Günü"ne özel bir öneri hazırladık. Tarih sayfamızda, Siren Bora, "İkiçeşmelik'te Yahudi Mahallesinin Oluşumu ve Gelişmesi" konusunda bilgiler sunuyor. A. Nedim Atilla, bu yıl 20. Yüzyıl Avrupa sanat ve edebiyatını etkilemiş "kahramanlar-anti-kahramanlar" yazı dizisi planladı. İlk yazı "adrenalinin gölgesindeki filozof" olarak tanımladığı Casanova üzerine... Bilgiyi ulaşılabilir hale getiren en önemli mecra sosyal medyada çoğu zaman gerçekliği olmayan içeriklere de rastlanıyor. Doğruluğu kanıtlanmamış bilgi ve görsellerin yayılmasına engel olmak, işin aslını öğrenmek için takip edeceğiniz bir çalışma var artık: teyit.org Yol maceramız sürüyor. Bu ay İkiçeşmelik'teyiz. Bir zamanlar İkiçeşmelik denilince Musevi nüfusu, kortejoları (aile evleri), Türk ve Rum mimarilerinin birbirine karıştığı sokakları, sırt sırta vermiş cami ve havraları, çeşmeleri, boyoz fırınları, meşhur kahveleri ve tek tekçi meyhaneleri gelirdi akla. Şimdi ise hiçbirinden eser yok. Köy keşiflerimizde bu ay Yukarı Kızılca'dayız. Sırtını dayadığı Mahmut Dağı’nın gölgesine sığınmış mırıldanıyor Yukarı Kızılca. “Eski bir yerleşim yeri olarak hikayem var” diyor. Geçmişinden bugüne kalan en büyük mirası yüz yıldan fazla süredir meydanda yükselen ve görkemli mimarisiyle dikkat çeken Halil Ağa Camii, bir hamam kalıntısı ve ayakta kalmış birkaç Rum evi olsa da tarihi bir atmosfere sahip... Yarımada rotalarında bu ay Selçuk-Efes-Pamucak parkurundayız. 12 kilometrenin ortalama 6 saat 30 dakikada tamamlandığı parkur, bir tarih ve kültür rotası gibi. Artemis Tapınağı önünden başlayan güzergâh Yedi Uyurlar Mağarası, ardından Efes’in güney kapısına ulaşıyor. Bu arada Efes Arkeoloji Müzesi, St. Jean Kilisesi ve İsa Bey Camisi’ne uğramadan dönmeyin. Evlerimiz ne kadar sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam alanları hakkında ne biliyoruz? Yapı Biyolojisi ve Ekoloji Enstitüsü yetkililerinin anlattıkları çok ilginç. Oyuncu ve müzisyen kimliğiyle tanıdığımız Teoman Kumbaracıbaşı yaptığı reçellerle adından söz ettiriyor. Sanatı, müziği, gündemi ve İzmir'i konuştuk. Sinema, dizi, reklam, sahne... Birçok alanda karşımıza çıkan Ayçe Abana bu ay dergimize konuk oldu. Sürükleyici bir kitabın bitmesini istemez, sürekli bir sonraki sayfayı merak edersiniz ya, Ayçe Abana da tıpkı böyle kitaplardaki gibi tanıdıkça merak edeceğiniz bir sanatçı... Berna Dönmezer O’Donovan'ın deniz subaylığından master şefliğe uzanan kariyer yolculuğu bu ayın lezzetli haberlerinden... İzmir'den müzik dünyasına yeni bir isim katıldı. Ayşe Çınar ilk albümü “Deniz Gibi Sev” ile adını duyurmaya başladığı bugünlerde bizimle keyifli bir sohbete de zaman ayırdı. Sanat kadar spora da yerimiz var bu ay... Sparta Kralı Leonidas’ın huzuruna üç kez çıkan koşucumuz Aykut Çelikbaş ve hikayesini sizlerle buluşturuyoruz. Aşık Veysel Rekreasyon Alanı Buz Pisti'nde insanlara pateni sevdirmek isteyen bol ödüllü, yaptıkları işe tutkuyla bağlı, güzel bir ekip var. Haberiniz var mı? Keyifle okumanız dileğiyle…
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.