OCAK2020 Yayın Kurulu
2020 umutlu bir yıl mı?
Yeni bir yıl herkes için umut doludur. Hatta en umutsuz anda bile her yenilik gibi insanın içine bir ışıltı düşürür. Yönetmenimiz Hakkı Kesirli'nin yeni yıl beklentilerini sıraladığı ve herkesi yeni yıl için hedef koymaya çağırdığı yazısı ile başlıyoruz Ocak sayımıza... Kapak resmimizin sahibi Işık Teoman; "Sazak köyü ıssız, sessiz ve sakin bekliyor, hayalet köy adı ona hiç yakışmıyor." diyerek, Karaburun'un mübadelede terk edilmiş Sazak Köyü'nün turizme kazandırılması kararını gündeme taşıyor... Birinci Dünya Savaşı'nda itilaf kuvvetlerinin donanması Çanakkale önlerine dayanmadan önce İzmir'e saldırmışlardı. Araştırmacı Celal Öcal'ın yazısı tarih sayfalarına not düşüyor. Balkan Savaşında, Milli Mücadele'nin kazanılmasında, genç cumhuriyetin imarında görevli, Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşı Soyerler; Türkiye'nin daha sonra yaşadığı dönüm noktalarında da etkili oluyor. Kökler dizimizin yeniden yayınında bu sayımızda "Soyerler" var Şehirleri tanımak için öncelikle pazarlarına gitmek gerekir. Dünya çapında bilinen birçok kent bitpazarlarıyla da anılırlar. Roma İmparatorluğunun egemen olduğu tüm kentlerde kapalı pazarlar yanında, bitpazarları da kurulduğu bilinmektedir. Uz. Dr. Metin Özer İzmir bitpazarının kent tarihinin bir parçası olduğunu yazıyor. Kuruluşundan özelleştirildiği sürece kadar yarattığı pek çok değere rağmen bugün Tekel’den geriye anılardan başka bir şey kalmadı. Kerim Yanık, “Tekel’in Nesi Kaldı, Damaklarda Tadı Kaldı” adını verdiği kitabında Tekel’i her yönüyle ele alarak, tarihe önemli bir kaynak bıraktı. Tekel’in içinden biri Kerim Yanık ile söyleşiyi Handan Korhan yaptı. Atatürk devrimlerinin koşulsuz uygulayıcısı, Gazi’nin 19 Mayıs 1919’dan ölümüne kadar kader ve rakı arkadaşı, İzmir’de tam 550 köy okulu yaptırarak dönemin kültür devrimine de imza atan şehrimizin bugünkü çağdaş normlarını borçlu olduğumuz bir insan: Vali Kazım Dirik yazısını keyifle okuyacaksınız. İdealist bilim insanları ilaçların yan etkilerini saf dışı ederek doğrudan tümörlere yönlenmelerini sağlayan "taşıma sistemleri" üzerinde çalışıyor. Ege Üniversitesi Argefar İlaç Geliştirme ve Farmakokinetik Araştırma Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenay Hamarat Şanlıer ile devrim yaratacak gelişmeler üzerine bir sohbeti Zeynep Omay gerçekleştirdi. İzmir’i, marka şehir yapma yolunda başarılı kadınlarla söyleşi dizisinin bu ayki konuğu Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin (CKD) İzmir Şube Başkanı: Zuhal Of. Son romanı "Havva'nın Cezası"nda gerçek hayat hikayelerinden yola çıkan Yazar Nermin Bezmen ülkemizde yaşanan örtülü şiddete dikkat çekmek amacıyla Kordon Rotary Kulübü’nün konuğu oldu. Aslı Can toplantı sonrasında Bezmen'in tespitlerini paylaştığı bir söyleşi yaptı. Sevim Özkal 5 Ocak'ta sona erecek olan "Picasso: Gösteri Sanatı" sergisini Arkas Sanat Merkezi'nde gezdi ve izlenimlerini yazdı. Raşel Rakella Asal, "kendi dilini yaratmış bir sanatçı" olarak tariflediği ressam Ekin Büyükşahin Pöğün yazısı ilginizi çekecek. İzmir Life yeni yıla yine çok keyifli bir içerikle merhaba diyor... Yeni yılın ülkemize aklı başında bir yönetim ile birlikte barış ve huzur dolu günler diliyoruz. Keyifli okumalar
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.