SUBAT2020 Yayın Kurulu
Zehirlenen sofralarımızın farkında mıyız?
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı, Kasım 2019’da herkesi insanların sinir ve hormonal sistemine zarar veren, pek çok kanser türüne, lösemiye, kısırlığa neden olan, çocuklarda gelişim bozukluklarına yol açan, arılara ve diğer canlılara verdiği zararla bio çeşitlilik kaybına sebep olan, ekosistemi tahrip eden, toprağımızı ve suyumuzu zehirleyen pestisitlere karşı harekete geçmeye çağırarak Zehirsiz Kampanyayı başlattı. Zehirsiz Kampanya kısa süre içerisinde 100 bin imzaya ulaştı, hatta kampanya talepleri ile ilgili TBMM’ye soru önergesi verildi ve meclis gündemine taşındı. Pestisitler konusunu herkesin bilgilenmesi için sayfalarımıza taşıdık. İzmir'in eski gümrük binasının Konak Pier Alışveriş Merkezine dönüşmesini bir restorasyon faciası olarak niteleyen Ecz. Celal Öcal, gümrük binasının kitabelerinin ve tarihi kapısının nerede olduğunu soruyor. Biz de merak ediyoruz ve bütün İzmirlilerin de merak etmesini diliyoruz. Bugün Urla'nın kırlarına çıktık, bağ yolunda yürüdük ve dönüp bu güzel kasabanın sokaklarında dolaştık. Sivil toplumun neler başarabileceğine tanıklık yapmak, "Doğal Sofra Urla" topluluğunun amaç, hedef ve etkinlikleri konusunda bilgi almak için topluluğun başkanı Bilge Bengisu Öğünlü ile buluştuk. İzmir'de modern at yarışlarının ilk kez ne zaman düzenlendiğini biliyor musunuz? Uzm. Dr. Metin Özer'in araştırması; İzmir'de at yetiştiriciliğinden, at yarışlarına ve ilk Türk jokeylerine kadar bilgi içeren keyifle okanacak bir yazı... Bir aile ki, tarihi 1450’lere uzanan; soy ağacı haritası dört buçuk metrelik bir kağıda güçlükle sığdırılmış; köklü sözcüğünü üzerine tam anlamıyla yakıştırmış. Kayıtlara göre; bugün Türkiye topraklarında, Tanık Ailesinin 1012 bireyinin yaşadığı biliniyor. Bir de, bu soyadının, üzerinde yaşadığımız coğrafyaya kattıklarını düşünün... Armağan Çağlayan… Popstar’ın sivri dilli jüri üyesi. Birdenbire evlerimizin salonlarına, gündelik sohbetlerimizin orta yerine düşüverdi. Çoğu kişi Popstar’ı, “Acaba Armağan Çağlayan bu akşam kime takacak?” sorusuyla seyretti. Kiminin çok sevdiği kiminin “Çok ileri gitti!” diye nefret ettiği. Üstelik de Türkiye, ilk kez böylesi bir programla karşı karşıyaydı ve programdan çok, Çağlayan'ın kendisi konuşuldu. Halbuki söz edilecek öyle çok yanı var ki… Efsane valimiz Kazım Dirik'in İzmir'e yaptığı katkıları anlatmaya 2. bölümde devam ediyoruz. Vali Kazım Paşa’nın 1926-1933 arasında İzmir’in kasaba ve köylerinde yaptıkları 1946 sonrası örnek alınsa şehirlerimizi ‘kurtarma’ şans›m›z olabilirdi... Z kuşağının siyaset algısını mercek altına alan Dr. Uğur Oral, yeni neslin siyasi kanaatlerini, sosyal paylaşım siteleri ve internet medyası belirlediğini söylüyor. Oral'ın araştırmasına göre, seçimlerde büyük oranla sandık başına giden Z kuşağı, aktif siyasete katılmak istemese de ülkedeki politik gelişmeleri yakından takip ediyor. İzmir’i marka şehir yapma yolunda ilerleyen başarılı kadınlar yazı dizimizin bu ayki konuğu Sosyal Hizmet Uzmanı Dilek Aksoy. Kendisi aynı zamanda Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un eşi… 31 Mart Yerel Seçimlerinden sonra yaşadığı ilçeye ve dolayısıyla İzmir’e katkı sağlamaktan mutluluk duyan çalışkan bir kadın… Rotamızı bu ay, keyifli bir kar hikayesi yaşamak için Murat Dağı'na çevirdik... Ayvalık'ta kültür sanat yaşamında efsane bir mekan. Sinemaseverlerin yakından tanıdığı Vural Sineması belediyenin girişimleri ile yeniden açılıyor. Kalem sayfamızda Murat Şahin, derlemesini yaptığı "Kordon Hikayeleri" kitabını anlatıyor. İzmir Life 20. yıla doğru ilerlediği yayın hayatına Şubat sayısıyla devam ediyor.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.