KASIM2021 Yayın Kurulu
Köy Enstitüleri yaşasaydı...
Köy Enstitüleri yaşasaydı... 1940’ta hayata geçirilmiş bir eğitim modelinin üzerinden geçen yıllara, değişen dünya düzenine meydan okuyarak hala gündemde kalması nasıl mümkün oluyor? Bu nasıl bir eğitim modeliydi ki akıllarda bu denli yer etti? Kapanmayıp günümüze kadar ulaşsaydı neler olurdu? Bu konuya dair binlerce soru üretilebilir… Köy Enstitüsü mezunu öğretmenler, çok sayıda başarılı çocuk yetiştirdi. Nobel Kimya Ödüllü Aziz Sancar da onlardan bir tanesiydi. Sancar, “Başardım çünkü öğretmenlerim köy enstitülüydü” dedi. Günümüzde akıllara gelen ana soru şu: Eğitim sistemi ortadayken, Köy Enstitüleri’ni örnek alarak oluşturulacak bir eğitim modeli hayata geçirilemez mi? Köy Enstitülerinin öyküsüne kısaca bir göz attık. Sonra da Köy Enstitüleri hakkında araştırmalarda bulunmuş isimlere kulak verdik. “Ne yapılabilir?”, “Neden yapılmıyor?” sorularının yanıtlarını aradık. "Sosyalizm İzmir’e, İzmir sosyalizme çok yakışır" diyen TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan ile Tuğrul Keskin söyleşti. Cumhuriyet Türkiye’sinde en üst kademelerde görev almış iki önemli isim olan 1892 Kuşadası doğumlu Mahmut Esat Bozkurt ve 1886 Ödemiş doğumlu Şükrü Saraçoğlu'nun Millî Mücadelede ve Cumhuriyet’e giden yolda yaptıkları katkıları Dr. Murat Turan yazdı. İzmir Life yazarları ekim ayında Belediye Başkanı Mesut Ergin'in davetlisi olarak Ayvalık'a gittiler. Kentin tarihi mekanlarını gezdiler ve en çok yenileme çalışmaları süren ve belediye hizmet binası olarak kullanılacak olan tarihi yapı ile ilgilendiler. Erma Malkuna, İzmirliler tarafından tanınan, geleneksel tedavi konusunda ihtimal annesinden el almış iyileştirme sanatını bilen bir şifacıydı. 1900 yılında Kuşadası’nda dünyaya sağır ve dilsiz olarak gelen oğlu Albert Karmona’nın İzmir Sağır ve Dilsizler Okulu ile kesişen öyküsünü Orhan Beşikçi yazdı. Son yıllarda gastronomi konusun İzmir'in gündeminde sürekli olarak yer alıyor. İklim şartları ile birlikte yerel yönetimlerin tarımsal üretimi destekledikleri, organik tarımın başkenti olarak anılan kentin Urla ilçesi yaptığı atılımlarla gastronomide adını öne çıkarmayı başardı. Bu sayıda Urla'da ki VinoLocale restoranın şefi Ozan kumbasar ile yemek serüvenini Zeynep Omay konuştu. Sanatsal özerklik, tiyatroyu tiyatrocuların yönetmesi, genel sanat yönetmeninin görev süresinin sınırlandırılması… Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, İzmir Büyükşehir Belediyesinin 70 yıllık hasrete son vererek kurduğu Şehir Tiyatrolarının, “ödenekli tiyatrolar tarihinde ilk olan ilkelerle geldiğini” Duygu Özsüphandağ Yayman'a anlattı. Ayn Rand (1905-1982) kurduğu objektivizm felsefesi ve yazdığı Yaşamak İstiyorum (We the Living), Ben (Anthem), Hayatın Kaynağı (The Fountainhead) ve Atlas Silkindi (Atlas Shrugged) kitapları ve objektivizm felsefesiyle tanınan filozof bu ay Nedim Atilla'nın konuğu… Sanat yaşamında bugüne kadar yüzlerce resim yapan, eserleri dünyanın ünlü galerilerinde sergilenen, birçok kişisel sergi açan Bedri Karayağmurlar Türkiye’nin çok sayıda yerleşip yaşanacak yeri varken, neden Ayvalık’ı tercih etti, neden burada bir ev satın aldı, neden atölyesini burada açtı, sorularının cevapları Işık Teoman'ın söyleşisinde. Fotoğraf ve resim sanatını bir araya getiren Foto-Gerçekçiliğin öyküsü, Amerika ve ülkemizdeki temsilcileri hakkındaki bilgileri Raşel Rakella Asal derledi... İzmir'in kavakları ve çınarlarında hüzün mevsimi yaşanıyor. Her şeyin çok güzel olması dileklerimizle, keyifli okumalar.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.