TEMMUZ2022 Yayın Kurulu
Yayıncılık zor zanaat
Bu ekonomik koşullarda yerel bir dergiyi okur ile buluşturmak inanin ki zor zanaat. Nasıl yapacağımızı bilmemekle beraber, bir gün her şey çok güzel olacak diyerek ve umudumuzu yitirmeden İzmir Life dergimizi yayınlamaya oevam ediyoruz. Bu sayıda 16 sayfa eksik kaldık. 200 sayfalı günlerimizi özlemle andık. Size kadın liderliğiyle dünyayı dönüştürme vizyonuyla sosyal bir girişim olarak kurulan Arya Kadın Yatırım Platformu'nun iki kurucusundan biri olan Ahu Büyükkuşoğlu Serter'i tanıtmak, platformun faaliyetlerine ilişkin bilgi aktarmak için ilgiyle okuyacağınızı umduğumuz bir söyleşi sunuyoruz. Yedi kuşak önce Söke’de, saray adına vergi toplamakla Ege’ye kök saldılar. Türk edebiyatının temel taşlarından Samim Kocagöz ile anıtlaşan bir soyadı, sanat, düşünce, siyaset ve ekonomi dünyasına yön verdi. Kökler dizimizin yeniden yayınında bu sayının konuğu Kocagöz ailesi. Nedim Atilla sürdürülebilirlik dizisinde Ege'de müsilaj tehlikesine dikkat çekiyor ve Bodrum Belediyesi Deniz Müzesi ile Mavi Ege Denizi Rotary Kulübü'nün ortaklaşa gerçekleştirdiği, “Blue Exile Art Project”in (BEAP) denize, sualtına, sualtı kültürüne yaptığı katkıyı anlatıyor. Tunç Emre Karakoyunlu'nun harika fotoğrafları ile sunuyoruz. Liberya bayraklı Christina isimli yat 4 Ağustos 1959, Salı günü saat 9.30 civarında İzmir Limanı'na girmişti. Churchill ve armatör Onassis’in kentimizi ziyaretini Uz. Dr. Metin Özer yazdı. Sığacık ziyaretlerinde Teos Marina Çarşı'yı ihmal etmemenizi öneririz. Çünkü çarşı tamamen yenilendi ve keyifli mağazalar ve mekanlarla donatıldı. Bu yıl hem İzmir Festivalin kuruluşunun 35. Yılı hem de İzmir’in kurtuluşunun 100. Yıl Dönümü. Böylesine özel bir kutlamaya uygun, İzmir’in ve festivalin ruhunu yansıtacak çok özel bir afiş tasarlaması istenen Ayşe Perin Tatari ile afişin anlattığı İzmir'i Seval Deniz Karahaliloğlu konuştu. On dokuzuncu yüzyıl boyunca tüm İngiltere ve Amerika’da evrensel boyutta denebilecek yaygınlıkta giyilen, bağlarla sımsıkı oturtulan şeritli sıkı korselerin savunucuları, “disiplin”, “boyun eğme”, “bağlılık” gibi şeylerden söz ediyorlardı. Bu korselere karşı çıkan moda ikonlarının hikayesini Raşel Rakella Asal yazdı. Kadın girişimciler her zaman göğsümüzü kabartıyor. Başarılarından mutluluk duyuyoruz. İşte bir örnek daha; Gökben Güven Özçiçek ve Evin Egeli… Urla’da Hera, sağlıklı lezzetler sunuyor. Urla’da, sanat sokağına merkez tarafından girdiğinizde sağda aile hekimliği binası vardır. Bu binanın bahçesinden arka sokağa çıktığınızda yeşil panjurlarıyla Kösem Urla’nın şirin, tarihi taş binası sizi karşılar ve içinizi ısıtır. Sahibi Zarife Bayer ile mor enginar çiçekleriyle bezeli huzurlu avlusunda, reyhan şerbeti tadında bir söyleşiye Zeynep Omay yaptı. Ressam Tayfun Önel ile Cunda (Alibey) Adası’nda oturduğu mütevazı evinde Işık Teoman konuştu. Eylül'de daha keyifli konularda buluşmak istiyoruz. Örneğin erken seçim müjdesi gibi...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.