AGUSTOS2016
AĞUSTOS 2016
Son zamanlarda Avrupa’da aşırı sağın yükselişi, sağın nasıl radikalize olduğu ve bunun altında yatan sebepler tartışılıyor. Britanya’nın Brexit kararı bile sağ politikanın zaferi olarak kabul edildi. Yunanistan’da Syriza’nın verdiği umut tükeniyor gibi. İspanya’da Podemos seçimde ikinci en büyük parti olmayı başaramadı. Tam tersine Avusturya’da aşırı sağcı bir aday neredeyse cumhurbaşkanı olacaktı; henüz de bu tehlike atlatılmış değil. Sadece Avrupa’da değil, ABD’de Donald Trump’ın yakaladığı büyük seçmen kitlesini düşünelim. Daha ötesi Türkiye’ye bakalım, darbe sonrası sokağa çıkan kitledeki “aşırılığı” analiz edelim. Belki bu tablonun içine aşırı İslamcıları da almamız gerekir. Dünyanın iyiye gittiğine dair söylenebilecek bir şey bulmak zor gibi. Bu ay dosya konumuz Avrupa’da aşırı sağın yükselişi ama resim çok daha büyük aslında… Ağustos ayında Joan Baez konserine gidecektik. Hatta dergide bir röportajı da olacaktı. Ancak Baez, “Türkiye kadar tehlikelisini görmedim” dedi ve konseri iptal etti. Oysa yine Ağustos ayında önemli bir isim daha Türkiye’ye geliyor. Dünyaca ünlü İspanyol müzisyen Monica Molina 23 Ağustos'ta Bodrum'da sahne alacak. Ona güvenlik endişesi olup-olmadığını sorduğumuzda "Şu an dünyada kimsenin kendini güvende hissettiğini sanmıyorum. Ama bizi seven ve bekleyen bir grup insan var” diyor. Likör sevenler bu haber size… Liköre kafayı takıp hem tarihinden kimyasına araştırıp kitaplaştıran, hem de 7 yıl önce likör imalatına başlayan Reyhan Yaman ile “Likör Hikâyeleri” üzerine konuştuk. Likör yaparken nelere dikkat etmeli ya da likör nasıl içilir gibi püf noktaları da var. Mersin’in Ayaş bölgesinin içinde yer alan Elauissa Sebaste, Kilikya uygarlığının tüm ihtişamını gözler önüne sürüyor. Keşfe gitmeli… Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yeni bir meyhaneler sokağı var. Yan yana mekânlar, fonda müzik, hafif balık ve anason kokusu geliyorsa burnunuza doğru yerdesiniz demektir. Adres verelim: 1462 Sokak. Ve iki müzisyenin masaldan gerçeğe yolculuğu: Dükkan. Dalyan’a yolu düşenler burayı es geçmesin. Her biri birbirinden farklı olan tasarım ürünleri mutlaka görmelisiniz. “Son Zenne”yi izlediniz mi? Gidenler başroldeki, yani zenne rolündeki Yarkın Ünsal’ı unutmuş olamaz. Tiyatroculuğunun temelinde İzmir’in olduğunu söyleyen ve artık ünlü bir isim olan Ünsal ile konuştuk. Erkan Serçe “1906 Ara Olimpiyatları ve İzmir”i yazdı. A. Nedim Atilla ise Van Gogh’un yaşadığı yerlerde dolaşıp, izini sürmüş; bu ay onu anlattı. Usta fotoğraf sanatçısı Charles Emir Richards’ı hiç duydunuz mu? O halde sizi tanıştıralım. Bu ay İletişim Söyleşileri’nde Aliye Horuz Ürpekli ile TEBA’nın marka yolculuğu üzerine konuştuk. El Salvadorlu usta balıkçı Jose Alvarenga’nın öyküsünü biliyor musunuz? Oldukça ilginç, okumanız tavsiye olunur. Altınordu’nun yetenekleri İzmir futboluna dair umudu güçlendiriyor. Siz de onları tanıyın. Çocuk istismarı her geçen gün artıyor. Peki, bununla nasıl etmeli? Daha önemlisi istismar nasıl anlaşılır? İzmir Efes Rotary Kulübü, projelerini anlattı; meğer ne kadar çok iş yapılıyormuş. Fergül Yücel ile “İçimden Kuşlar Geçiyor” sergisi üzerine konuştuk. 48 yıllık ömründe heykelleri ve sanat anlayışı ile öne çıkan Kuzgun Acar üzerine olan yazı ise sanata adanmış bir ömrün hikâyesi… Bu ayki yazarımız Handan Gökçek. Onunla ailesinin hikâyesinden yola çıkarak yazdığı mübadele romanı “Ah Mana Mu” üzerine konuştuk. Annesinin Kızı, Arka Sokaklar, yeni mekan önerilerimiz ve Ağustos etkinliklerimiz ile sayımızı tamamladık. “Keyfiniz bol olsun” deriz hep ama bu kez durum karışık. Malum, büyük bir kabusun tam da ortasındayız. Morali yüksek tutalım, yeter!
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.