NISAN2020 Yayın Kurulu
Covit-19 günleri elbet geride kalacak...
Covit-19 günleri elbet geride kalacak... Eylül 2001 ayından bu yana her sayısını heyecanla elimize alıp o nefis mürekkep kokusunu keyifle içimize çekerek sayfalarını çevirdiğimiz dergimizi bu ay şu lanet Covit-19 nedeniyle basmadık. Bunun en temel nedeni 1 kişinin 35 kişiye bulaştırdığı varsayılan salgına bir önlem... Her ne kadar bir poşet içinde ulaştırmış olsak da abonelerimizi korumanın her şeyden öncmli olduğunu düşünüyoruz. Abonelerimiz yanında dağıtıcılarımızın da sağlığını düşünüyoruz. Bir diğer neden satış noktalarımızın büyük çoğunluğunun kapalı olması... Umudumuz Mayıs sayısında sizlerle yeniden birlikte olmak, ancak bu zor günlerin kısa zamanda biteceği kanısında değiliz. Ülkelerin Covit-19 ile mücadele biçimleri değişiklikler arz ediyor. Kimi ülkeler sert tedbirler alarak izolasyonu sağlıyor ve ekonomi çarklarının kısa zamanda yeniden dönmesini hedefliyor. Bir kısmı ise üretimin devam etmesi adına sert tedbirler yerine izolasyon görevini halka yüklüyorlar... Her iki yöntemde de başarılı olan ülkeler var. Bu başarının en büyük faktörleri ise disiplinli bir toplum ve hedefe hizmet eden planlı uygulamalar... Umarız bizim ülkemiz de bu beladan en kısa zamanda kurtulur... Şimdi bis İzmir Life ekibi olarak, haberciliği, grafik tasarımı, pazarlamayı, sosyal medya çalışmalarını bir kenara bırakıp, keşke diyoruz... Keşke, şimdi tıp eğitimli olsaydık. Hastanelerde görev alıp, o en ağır görevi yapan ekiplerin arasına karışsaydık. Gece ve gündüzü birbirine karıştırıp, günde kaç saat çalıştığımızı unutsaydık. Ailesinden, sevdiklerinden uzak canları pahasına görev yapan sağlık çalışanları önünde saygıyla eğiliyoruz... Keşke, şu anda tarlalarda olsak... Yeteri kadar destek almadığı her ortamda dile getirilen ve ithalat uygulamalarına karşı eli her yıl daha da güçsüzleşen çiftçilerimize destek olabilsek... Bütün Türkiye keşke yeniden tarımda kendi kendine yeten bir ülke olsak diye düşünürken, Covit-19 günleri bize bir kez daha hatırlatta ki tarım, bir ülkenin en stratejik sektörüdür. "Avrupa'nın köylüsü mü olacağız" diyerek tarımı ihmal edenler, köylerimizin boşalmasına, göç ile kelen kentsel çarpıklıklara neden olanlar, keşke gidip Avrupa'nın köylerine baksalar ve bizim köylerimizi ve çiftçilerimizi de onların donatıldığı ayrıcalıklarla donatsalardı... Bugün verimli topraklarımızın üstünde verimsiz betonlar hiç bir zaman yükselmeyecekti... Bizce "keşke" deme sırası bizi yönetenlere geldi de geçiyor... Bir an önce Cumhuriyetin kuruluş değerlerine ve heyecanına dönmeli üretmeli, üretmeli, üretmeliyiz. Tabii ki sadece ve sadece kendi insanımızın mutluluğunu düşünmeliyiz. Covit-19 belasından kurtulmanın yolu izolasyon ve kurallara uymaktan geçiyor... Sevgiler herkese...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.