EYLULEKIM2024 Yayın Kurulu
24. yıla merhaba
2001 Eylül ayından bu yana yayınlanan dergimiz bu sayı ile birlikte 24. yayın yılına ayak bastı. Başlarken Sevgili Ahmet Piriştina'ya "25 yıl yayınlayacağız" diye söz vermiş, ardından hep birlikte gülüşmüştük. Ülkenin yaşadığı ekonomik zorluklara rağmen İzmir Life 2 ayda bir dijital olarak yayınlanıyor ve 10 binin üzerinde okuru ile buluşuyor. Dergimizi destekleyen okurlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bakalım, yıldönümü sayımızda neler var? "Tarih yaşanıp rafa kalkan bir şey değil aslında, bizimle birlikte devam eden, kabul etsek de etmesek de etkilerini yaşamaya devam ettiğimiz bir olgu. O yüzden ne idealize edilmiş Osmanlı tarihi anlatısı ne de idealize edilmiş Cumhuriyet okuması kafamızdaki sorulara cevap oluyor" diyor, Elif Aydoğdu Oral. 2016 Ekim sayımızda yer alan bu yazı, halen geçerli olduğu için yeniden yayınlıyoruz... Cumhuriyetin ilk kuruluşundan bugüne yükselişin ardından demokrasi açısından sürekli bir düşüş dönemini yaşayan ülkemizde Cumhuriyetin kurucu partisi CHP'nin tüzük kurultayı öncesinde CHP eski İzmir milletvekili ve il başkanı Alaattin Yüksel ile demokrasi, Siyasi Partiler Kanunu ve siyasetin etiği üzerine konuştuk. A.Hilmi Baküs, Vali Kazım Paşa yazılarına devam ediyor. Değerli Valimiz Atatürk devrimlerinin koşulsuz uygulayıcısı, Gazi’nin 19 Mayıs 1919’dan ölümüne kadar kader ve rakı arkadaşı, İzmir’de tam 550 köy okulu yaptırarak dönemin kültür devrimine de imza atan şehrimizin bugünkü çağdaş normlarını borçlu olduğumuz bir insan… Kökler dizimizde bu sayının konuğu: Muşkara Ailesi. Atatürk’ün Harbiye’den sınıf arkadaşı, İttihat ve Terakki’nin Küçük Telat’ı, ailenin en tanınmışı ve İzmir’e yerleşmesinin önderi. Nevşehir’in eski adını kendilerine soyadı yapsalar da, sadece 100 yıldır burada yaşasalar da onlar İzmir’in, özellikle de Karşıyaka’nın en köklü ailelerinden. “Tarihin en yeşil oyunları” olmayı hedeflemek bir şey, bunu başarmak ise bambaşka bir şeymiş. Son beş Olimpiyatta da oyunların çevreciliği tartışılmıştı ama Paris 2024 öncesinde bu tartışmalar zirveye çıktı. Şimdi sırada 2028 Los Angeles ve 2032 Brisbane var ve “çevreci hedefler” giderek daha da büyüyor. Nedim Atilla yazdı. Mehmet Gülümser, Bergama antik kentine gelip de onun Arkeoloji Müzesini ziyaret etmeyenlere üzüldüğünü söylüyor. Çünkü müzenin içinde o kadar değerli eserler var ki anlat anlat bitmiyor. Torbalı’da Türkiye’nin en büyük tek parsel organik bağı Lucien Arkas Bağları’nda, gerçekleşen hasat şenliğini Zeynep Omay izledi. Gülhan Berkman Yakar, bir iyilik hareketi olan KAHEV'in Yönetim Kurulu Üyesi, İzmir temsilcisi ve diş hekimi Şulan Tuncel’e sorular yönelterek, ümitlerimizi yeşerten bu vakıfı sizlere tanıtıyor. Çağdaş Türk resminin en önemli isimlerinden Mehmet Güleryüz “Belki” adını verdiği ve l7 eserinden oluşan sergisi Konak Pier Alış Veriş Merkezinde NarArtiz Gallery ve Özgörkey Otomotiv işbirliğiyle 12 Aralık 2013 – 30 Ocak 2014 tarihlerinde İzmirlilerle buluşmuş ve kendisi ile bir Raşel Rakella Asal bir söyleşi yapmıştı. Üzüntümüz sdnsuz... Hayatını kaybeden değerli sanatçımızın anısına söyleşiyi yeniden yayınlıyoruz. Çeşme Belediyesi desteğiyle hayata geçen Arkas Sanat Alaçatı, sanat severlerden büyük ilgi görüyor. Judy Chicago'nun "The Dinner Party" eseri üzerinde 999 kadının sembolik imzaları bulunur. Bu eşkenar üçgen masanın her bir kenarında 13 kadın için bir yer ayrılıdır. Her kadın için yaldızlı şarap kadehi, bıçak, kaşık, çatal, porselen tabak ve nakışlarla süslenmiş bir örtüden oluşan özel bir yemek takımı bulunur. Raşel Rakella Asal'dan bir inceleme yazısı. Kasım'da yine buluşalım olur mu?
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.