EYLULEKIM2025
DIONYSOS TİYATRO ŞENLİĞİ
Taşların üzerinde yükselen hayal: 10. DIONYSOS TİYATRO ŞENLİĞİ Salihli’nin Antik Sardes kentinde, zamanın bile yorgun düşürdüğü taşlar arasında bir sahne kuruldu… Ve o sahne, 10 gün boyunca tiyatronun nefesiyle, alkışlarla, kahkahalarla ve derin sessizliklerle dolup taştı. 10. Uluslararası Dionysos Tiyatro Şenliği ve Tiyatro Eğitim Kampı, binlerce yılın tanığı olan bu topraklarda bir kez daha perde açtı ve bir sene sonra 11. sinde buluşmak dileğiyle alkışlarla sona erdi. Sanat yönetmeni, pedagog ve rejisör Dr. Rasim Aşın, bu yılki buluşmayı anlatırken şu ifadeleri kullandı: “Bu topraklarda binlerce yıl önce insanlar tragedya izledi. Biz bu kültürel mirası bugünün diliyle yeniden yaşattık. Bu sadece bir festival değil; sahneyle taş arasında kurulan büyülü bir bağ.”10 yıl önce birkaç çadırla başlayan bu yolculuk, bugün Türkiye’nin ve dünyanın farklı köşelerinden tiyatrocuları, eğitmenleri, öğrencileri ve tiyatro âşıklarını bir araya getiren uluslararası bir buluşmaya dönüştü. Bu yıl da katılımcılar yalnızca oyunlar sahnelemedi; birlikte yemek pişirdi, atölyelere katıldı, sahneye omuz omuza hazırlandı. Taş sahneler, canlı hikâyeler Festival alanı, Salihli’nin Artemision bölgesinde, antik tapınağın yanı başında yer aldı. Çevredeki her taş, binlerce yıl öncesinden bir hikâye taşıyordu. Taşların arasında kurulan sahnelerde, teknik imkânlardan bağımsız, tiyatronun özüne sadık oyunlar sergilendi. Profesyonel ve amatör her yaştan her kesimden tiyatro gönüllüsü gün boyu süren atölyeler ve eğitimlerde kendini yeniden keşfetti. Işık yerini gün batımına, dekor ise antik mermerlere bıraktı. Bu sadelik, oyunların gücünü artırdı; izleyenler, tarihle iç içe bir tiyatro deneyimi yaşadı. On yılın biriktirdiği dostluk ve inanç Dr. Aşın, festivalin en özel yanının gönüllülük olduğunu bir kez daha vurguladı: “Burada herkes bir şey katıyor. Yalnızca oyuncular değil, izleyiciler de bu ritüelin parçası oluyor. Bir oyun izlemekle kalmıyor, sahne kuruyor, prova alıyor, mutfakta yemek yapıyor. Bu kolektif ruh olmasa bu iş yürümezdi.”Beş farklı atölyenin aynı anda yürütüldüğü kamp, taş blokların gölgesinde yapılan provalarla, gece yıldızların altında süren sohbetlerle unutulmaz anılar biriktirdi. İlk kez düzenlendiğinde ne sponsoru ne bütçesi olan bu şenlik, bugün uluslararası katılımcıların da yer aldığı, tiyatro çevrelerinde bilinen bir buluşma noktası. Amatör tiyatrocuların yanı sıra yıllardır burada eğitim alan genç oyuncular, zamanla kendi tiyatro gruplarını kurup sahneye bu kez eğitmen olarak dönüyor. Mustafa Karaaslan da bu isimlerden biri; Aşın’ın öğrencisiyken başladığı yolculuğu şimdi festivalin taşıyıcılarından biri olarak sürdürüyor. Aşın, on yılı geriye dönüp şöyle özetliyor: “Burada kurduğumuz şey, bir oyun takviminden ibaret değil. Bir hayat pratiği bu. Bizi bir arada tutan şey de tiyatro sevgisi kadar, dostluk ve dayanışma.” Zamana meydan okuyan sahne Bu yıl da festival, Salihli Rasim Aşın Dionysos Tiyatro Evi, Salihli Tiyatro Gönüllülük Hareketi, Salihli Sanat Tiyatrosu, Ege Tiyatrolar Birliği ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun iş birliğiyle; Manisa Valiliği, Salihli Kaymakamlığı, Salihli Belediyesi ve Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün manevi desteğiyle gerçekleşti. Alkışlar, sessizlikler ve vedalar 10. yılında şenlik, yine dolu dolu atölyeler, farklı disiplinlerden oyunlar ve uluslararası misafirlerle sona erdi. Dr. Rasim Aşın, şenliğin kapanışına şu sözlerle nokta koydu: “Biz burada sadece tiyatro yapmıyoruz. Biz, hayatı biraz daha anlamlı kılacak nedenler yaratıyoruz.” 10.yılında Dionysos Tiyatro Şenliği, antik çağın sahne ruhunu bugünün insanıyla buluşturdu; Sardes’in taşlarında yankılanan replikler ise tarihe bir kez daha iz bıraktı.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.