KASIMARALIK2023 Ayse Perin (Tatari)
İki İmge Yolcusu
İki İmge Yolcusu Mübin Orhon ve Nejad Devrim İzmir Kordon’daki nadir ve güzel binalardan Fransa Konsolosluğu'nun denize bakan bölümü Arkas Sanat Merkezi adı ile kentin kültür ve sanat hayatına zenginlikler katmayı sürdürüyor. Cumhuriyetin kuruluşuyla aynı zaman rast gelen yaşantılarını da kutlamak sebebi ile Mübin ve Nejad “İki İmge Yolcusu” adlı sergi izleyiciler ile buluşuyor. İstanbul doğumlu iki sanatçı 1945 sonrası Paris’te çalışarak oradaki sanatçılarla boy ölçüşebilecek seviyede pek çok önemli başarıda kendilerini gösterdiler. Türk Sanatı ile Avrupa Sanatını harmanlarken kendi özgün stillerini de ortaya koydular. Cumhuriyet devrimleri ile eğitim almış, çalışmalarını devrimlerin ışığında şekillendirmiş ilk kuşağın temsilcileri olan her iki sanatçı tarihsel öneme sahiptirler. Resimleri dünyanın sayılı modern sanat müzelerinin koleksiyonlarına girmiş, uluslararası platformda adlarını duyuran ilk sanatçılarımız arasında olmuşlardır. Nejad Devrim-1923 yılında yazar Melih Devrim ile ressam Fahrelnissa Zeid’in ilk çocuğu olarak Büyükada’daki Şakir Paşa Köşkü’nde dünyaya gelmiş,1995'te Polonya’nın küçük bir kentinde vefat etmiştir. İnişli çıkışlı hayatında yaptığı resimlerde Doğu ve Batı kültürünü bir arada kullanmış, resimsel ifade olgunluğu ile beraber tekrarlamalardan uzak bir stil geliştirmiştir. Coşku dolu renkçiliği ile doğaya ve dünyaya bakarken geliştirdiği görsel heyecanın izini sürmüştür. Frankofon kültürü ile yetişmiş, Fransızca bilmesi sayesinde İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde Fransız ressam Leopold Levy’le yakın diyalog kurmuş, Yeniler Grubu’nun en genç üyesi olarak Liman Sergisi'ne katılmıştır. Akademi’deki eğitimini yarım bırakarak, 1946'da Paris’e gitmiş,1947 yılında Galerie Allard’da kişisel sergisini açmıştır. Grup sergilerine davet edilmiş hakkında övgü dolu yazılar yazılmıştır. Bu büyük sıçrayış gerçekleştiğinde henüz yirmili yaşlardadır... İtalya, İngiltere, İspanya yolculuklarında önemli eserler üretir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında sanat ve kültür alanlarında yeni oluşumlar şekillenmiş, Paris’te kübizm, sürrealizm gibi modernizm akımlarının uygulandığı bir ortam vardır. Sanat gündemi dönemsel eğilimlerle oldukça hareketlidir.1950'li yıllarda artık bir “Parisli” sanatçı olmuştur. Paul Eluard’ın özel baskı bir şiir kitabı için desenler çizmiş, önemli sergilere davet edilmiş, Fransa’da ön plana çıkmıştır. Çok büyük boyutlu resimler ürettiği bir dönem sonrası Polonya Dönemi başlar. İki ay süren Orta Asya coğrafyasını gezmek ve incelemek ona yeni bir ilham kaynağı olur. Çıktığı Çin yolculuğunda renk tercihi değişir monokrom derinliklere rağbet etmeğe başlar. Resimlerinde tarihi gün ay olarak atıp resmi yaptığı yeri belirtir. Kusursuz Fransızca, İngilizce ve Almancası sayesinde diyalogları güçlü olmuştur... Hayatı yolculuklarla geçmiş kardeşi Şirin Devrim’in daveti ile üç ay New York’ta kalıp yeniden İstanbul ve 1995 yılında Polonya’da hayata veda eder. Yeni Bir Duyarlılığın Habercisi Mübin Orhon’un Resim Serüveni 1924 yılında İstanbul Emirgan’da aile köşkünde doğan Mübin Orhon İstanbul Erkek Lisesi sonrasında Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun olur. Ailesinin desteği ile 1948 yılında doktora yapmak üzere Paris’e gider. Fransızca bilmeden Paris’e gelen, diplomat olma hayali ile yola çıkmış olan genç Mübin, ressam Selim Turan ile tanışarak sanat ortamına yakınlaşır. Abidin Dino, Albert Bitran, Fahri Petek ile olan dostluğu hayatını sanatçı olarak sürdürme kararını destekler. Desen derslerine ve sanat söyleşilerine katılır. Soyut tarzda yaptığı resimler grup sergisinde yer alır... Yazları Saint Paul de Vence’da geçirir. Artık geometrik kökenli soyutlamadan uzaklaşarak lekesel değerli ön plana çıkaran soyut araştırmalara yönelir. İlk kişisel sergisini 1956'da açar, sanat ortamında adı duyulur, çalışmalarının tamamı satılır. 1957'deki ikinci kişisel sergi çok başarılı geçer yine tamamı satılır. 1962'ye geldiğimizde Paris sanat ortamında artık saygın bir yere sahiptir. Açtığı sergiler Londralı koleksiyoner Sainbury çiftinin ilgisini çeker, eserlerini düzenli olarak almaya başlarlar. Bu dostluk Mübin’in sanat hayatını şekillendiren önemli faktörlerden biridir. Türk vatandaşlığını kaybetmemek ve askerliğini yapmak üzere Türkiye’ye gelir ve ilk kişisel sergisini açar. Ve kendi ifadesi ile ülkesinde yaptığı resimler aksiyon, asabiyet, gerginlik, tansiyon ve heyecan taşımaktadır Paris’te yaptıklarının aksine... Paris’e döner; bu yıllarda şiirsel lekesel tarzından uzaklaşır, monokrom denemelere başlar. İstanbul’da eş zamanlı olarak açılan iki sergi ile güdeme gelir. 1980'de lenf kanserine yakalanır. İçki sigara ve bohem hayata düşkünlüğü ile sağlığını giderek kaybeder. 1981'de Paris’teki evinde vefat eder. Aşiyan Mezarlığına gömülür. Nejad Devrim ve Mübin Orhon’un resimleri Çağdaş Türk Sanatında soyut sanatın zirvesi olarak nitelendirilecek özellikler taşır. İstanbul’da başlayıp, Paris’te şekillenen kendi stilleriyle meydana getirdikleri eserlerin yer aldığı, bir ilk olan ortak bir sergi, 18 Şubat 2024 tarihine kadar Arkas Sanat Merkezi'nde izlenebilir.