NISAN2022 Gülhan Berkman Yakar
“Metaverse Diye Bir Yer Yok” mu?
“Metaverse Diye Bir Yer Yok” Mu? Dijital dünyada eğlence ve oyunlarla başlayan süreç, sosyalleşme ile devam etti. Ardından akıllı algoritmalar, çeşitli paralar, borsalar, arsalar, binalar, sanat eserleri, sanal gerçeklik… Derken “metaverse” adını daha çok duymaya başladık. Pandemiden bu yana yeni çalışma modellerine uyum sağlama konusunda çeşitli adımlar atan iş dünyasının liderleri, şimdi de metaverse’e hazırlanıyorlar. Hazırlanmak durumundalar, çünkü artık yeni bir evrenin kapıları aralandı. Artık insanoğlu, Mars’tan önce farklı bir evrende kendi gezegenini oluşturup oraya doğru yavaş yavaş taşınmaya başlıyor da diyebiliriz. Pandeminin kucağımıza bıraktığı alışkanlıklar, uzaktan çalışma koşullarının avantajları, iş toplantıları, eğitimler ile de sanal dünya, artık gerçeğimiz oldu… Yakın gelecekte, gelişmiş teknolojiden yararlanıp üç boyutlu avatarlarımızı kullanarak, kendimizi hala kendimiz gibi hissederken, bu dünyadan başka bir yere geçiş yapabileceğiz. Hatta şu anda bile sanal gerçeklik gözlükleri ile Horizon Workrooms’da tam olarak bu şekilde toplantılar yapabiliyoruz. Aslında çok ilginç bir deneyim; bir ayağımız bu dünyada, diğeri öte dünyada… Tabii bu, pek çok kuruluşun ileri teknolojiyi yaygın ve etkili şekilde kullanmamızı sağlamasıyla, ileride daha çok mümkün olacak. Kimilerimiz, geçmişinde her ne kadar “gaz lambası” ile aydınlanan bir dünyaya tanıklık etmiş olsak da, bu çağda adaptasyon yeteneğimizin sınırlarını zorlayacağımız kesin. Yapılan araştırmalara göre bugün çalışanların yüzde 51’i, işverenlerin yeni teknolojileri benimsediğini ve yeni teknolojik gerçekliklere hazır olduğunu düşünüyor. Çalışanların yüzde 44’ünün de metaverse'e geçmek istediğini, bunun üretkenliği arttıracağını ve yeni faydalar elde edeceğini düşündüklerini söylüyor. Anlaşılıyor ki; iş dünyası bu konuda, elinden geleni ardına koymayacak. Bu bağlamda geçtiğimiz Mart ayında EGİAD (Ege Genç İş İnsanları Derneği) de bu sanal dünyaya ilişkin ilk toplantısını ve sanal sergisini duyurarak bir ilke imza atmış oldu. "Metaverse Diye Bir Yer Yok" konulu seminer, EGİAD Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Merkezi'nde ( bizim dünyamızda ve gerçek kişilerle ve yüz yüze olarak) gerçekleşti. EGİAD, bu toplantıda geçmiş dönem başkanlarının yer aldığı bilgi ve portreleri içeren ayrıca projelerini de aktaran metaverse sanal sergisini de üyelerine açarak, sanal evrene geçiş yapmış oldu. Seminerin açılışında EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer; emlaktan tekstile, teknolojiden turizme birçok sektörün metaverse’e taşındığını belirterek, bu değişimin bir devrim olduğuna dikkat çeken ilgi çekici bir konuşma yaptı. Yelkenbiçer, “Özellikle Facebook’un kurumsal adını Meta olarak değiştirmesi ile devam eden sürecin gündemi tamamen domine ettiğini belirtti. Facebook’u takiben de birçok teknoloji firması aslında böyle bir platformlarının zaten olduğunu veya hazırlık içerisinde olduklarını kamuoyu ile paylaştı. Bugün artık nasıl hepimizin sosyal medyada bir kimliği, şirketlerimizin de kurumsal bir uzantısı varsa, çok yakın zamanda hepimizin bu sanal dünyada da bir avatarı olacak. Ürünlerimiz, hizmetlerimiz ve hatta resmi kuruluşlar dahi bu ortamda var olmak zorunda kalacak. Facebook işte bu yeni dünyayı da kurmaya ve yönetmeye talip, o nedenle adını “META” olarak değiştiriyor; ama bu yeni dünyayı yönetecek tek platform seçeneği olmayacağını şimdiden biliyoruz. Bizler de yaptığımız tüm işlerin uzun vadeli planlarını yeni gelişmeleri izleyerek dahil etmek durumundayız. Yeni teknolojilerde ilk olmak, öncü grupta olmak, büyük çoğunluğun içinde yer almak, ya da geriden gelmek hatta tamamen dışında kalmak? Bunlardan hangisinde olmayı seçeceğiz?” diyerek Ege’nin genç iş insanlarına gelecekte bu evrene geçişin zorunlu olduğu konusunda yön göstermiş oldu. Yelkenbiçer, konuşmasında bu geçişin her ne kadar uzun vadeli hedefler ile ilişkili olduğunu söylese de konuşmasının devamında; 2020’de 46 milyar dolar olan sanal evrenin, 2024’e kadar 800 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağını belirtti. Yelkenbiçer konuşmasına şu şekilde devam etti;“Bazı tahminler metaverse’in 3 yılın sonunda 1 trilyon dolara ulaşacağına işaret ederken, sanal evrenin iş dünyasındaki hakimiyetinin de artmasıyla, gelecek 5 yılda 10 bin iş alanı yaratılacağına dikkat çekiliyor. Sanal ve artırılmış gerçekliği birleştiren, fiziksel dünyanın sürükleyici bir uzantısı olduğu düşünülen metaverse’ün, işletmeler için daha uygulanabilir ve etkileşimli deneyim alanları açacağı öngörülüyor.” Konuşmasında metaverse’in mobil internetin varisi olacağını da vurgulayan Yelkenbiçer, “Ancak bu geçiş “önce yavaş yavaş, sonra birdenbire” gerçekleşecek. Farklı ürünler, hizmetler ve yetenekler bütünleşip bir araya geldikçe zaman içinde yavaş yavaş metaverse inşa edilecek ve metaverse konsepti somutlaşacak. Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) teknolojileri odaklı artan inovasyonlar; sosyal ve kültürel destinasyonlar olarak oyun platformlarının yaygınlaşması ve şirketlerin metaverse’e yönelik kendi perspektiflerinden hak iddia etme yarışları Metaverse’ün oluşmaya başladığına dair bazı göstergeler olarak karşımıza çıkıyor. Metaverse’e yatırım dünyasından, gayrimenkule ve hukuka kadar pek çok farklı alandan da ilgi yüksek. Metaverse’ün kendi para birimiyle çalışacağını ve bu paranın fiziki parayla konvertibl olacağı bekleniyor. Aynı NFT örneğinde olduğu gibi sanat nasıl dijitalleşiyor veya metaverse’e uyumlu hale geliyorsa, bu sanal dünyadaki müşteri deneyimi, tüketim alışkanlıkları, hedef kitleler ve öncelikli ihtiyaçları artık gündemimize girmesi gereken konular. Geleneksel endüstrilerin Metaverse’lü yaşamda nasıl evrileceğine de hep birlikte tanıklık edeceğiz” diye konuştu. Bu etkinlikte Yaratıcılık alanında ilham vermeye odaklı platform Bigumigu’nun kurucu ortağı ve yayın yönetmeni Yalçın Pembecioğlu da vardı. Yaptığı sunumda Metaverse kavramına yeni bakış açıları getiren Pembecioğlu, bugün Metaverse olarak kabul edilebilecek olan platformların gelişimlerinden bahsetti. Sadece Decentraland ya da The Sandbox gibi blok zincir odaklı evrenlerin değil, oyun platformlarından bazılarının da neden şimdiden metaverse olarak kabul edebileceğine dair örneklerden bahseden Pembecioğlu, konuşmasını metaverse kavramının şu anda tarif edilen şekilde hayatımıza girmesine biraz daha zaman olduğunu söyleyerek tamamladı. EGİAD’ın bu öncü yaklaşımı, Egeli genç iş insanlarının yeni projeler üretirken daha vizyoner olmalarına katkı sağlayacağına eminim. Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, üç boyutlu avatar'lar, video ve diğer iletişim araçlarını bir araya getiren bu sanal dünya, ana akım hale geldiğinde, kullanıcılar çalışmak, oyun oynamak, arkadaşlarıyla sosyalleşmek, dünyanın dört bir yanındaki konserlere ve konferanslara katılmak gibi birçok şeyi oturdukları yerden yapabilir hale gelecekler. Ülkemizdeki genç girişimcilerin de, bu sınırsız olasılıktaki fırsatları en iyi şekilde değerlendireceklerine inanıyorum. Aslında bugün dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu durumu düşününce, öte bir evrene kaçmak, bana da hiç fena bir fikir değilmiş gibi geliyor. Siz ne dersiniz?
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.