TEMMUZ2017 Ayse Perin (Tatari)
Demokrasi ve Bireylerin Duygusal Zekâ Düzeyi
Duygusal zekâ nasıl tarif edilir? Özbilinç, azim, dürtüleri frenleme, başkalarının duygularını paylaşabilme gibi özellikleri içeren bir zekâ türüdür diyor Dr.Daniel Goleman. Araştırma bulgularına göre, duygusal zeka yoksunluğu, kişinin aile yaşamından mesleki başarısına, toplumsal ilişkilerinden sağlık durumuna kadar birçok alanda kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ancak Dr.Goleman’a göre,duygusal zeka doğuştan gelen bir özellik değil.İnsan beyninin yapısından dolayı çocuklukta alınan dersler,yaşam boyunca davranış tarzını belirliyor. Medya haberleri her gün nezaket ve güven duygusunun yok olup gittiği, cinnete dönüşen alçakça eğilimlerin saldırganlıkla sonuçlandığı olaylarla dolu. Bu tür haberler bize kendimizin ve çevremizdeki kişilerin duygular üzerindeki denetimi yavaş yavaş kaybettiğini hatırlatıyor. Bu taşkınlık ve pişmanlık dalgasından yalıtılmış olmaya imkân yok, şu veya bu şekilde hepimizin hayatında bir yerlere uzanıyor. Son yıllarda, çevremizde ve toplum hayatımızda duygularla baş edememe, umutsuzluk ve tahammülsüzlüğün arttığını gösteren bu tür sayısız saptamaların artması endişelerimizi arttırıyor. TV ile baş başa bırakılmış ilgisiz çocukların sessiz yalnızlığı, terk edilmiş ya da tacize uğramış çocukların acıları veya evlilik içi şiddet olaylarında rastlanan öfke ve umutsuzluk artışı dikkati çekiyor. Ve durum giderek artarken vahim bir hal alarak yayılıyor... Dünyadaki depresyon vakalarındaki artış, silah taşıyan gençler, kazalar, katliamlar vb... Gibi olaylar yükselen öfke dalgasının izlerinin kanıtları. Duygusal zekâ burada devreye giriyor... “Duygusal Zekâ Neden IQ’ dan daha önemlidir?” sözleri ile Dr.Daniel Goleman olayların analizini yapıyor.Ve giderek büyüyen, insanlığı belki de yok edecek olan söz konusu felaketleri telafi edecek umut verici önerileri kitabında paylaşıyor. Ve şöyle diyor özetle “günümüzde en azından iki ahlaki tavıra ihtiyaç var: 1-Kendine hâkim olmak 2-Şefkat göstermek. Kitabın ilk satırlarında Aristo’nun şu sözleri karşılıyor okuyucuyu... “Herkes kızabilir, bu kolaydır. Ancak doğru insana, doğru ölçüde, doğru zamanda, doğru nedenle ve doğru şekilde kızmak, işte bu kolay değildir.” 20. ve 21.yüzyıl bir kaygı çağıdır diyor yazar... Uluslararası veriler, modern hayat tarzının dünyanın her yerinde benimsenmesiyle birlikte yayılmakta olan modern bir depresyon salgınını işaret ediyor... Birbirini takip eden her kuşak, ebeveynlerine kıyasla daha ağır bir depresyon riski taşıyor. 1955 yılından sonra doğanların, hayatlarının bir döneminde ağır depresyon geçirme olasılığı, büyükanne ve babalarına oranla en az üç kat fazla imiş... Her yeni kuşakta, ilk depresyon vakası giderek daha erken bir yaşta görülüyor. Kitapta Duyguların eğitilmesi ile ilgili bölümden bir başlık: “Bir ulusun gerçek umudu, gençliğin iyi eğitilmesinde yatar” Erasmus. Felsefeciler, Aristo’dan bu yana, erdemli yaşamın özdenetime dayandığını gözlemlemişler. Karakterin bununla ilgili bir diğer temel taşı ise, ister ev ödevi yapmak, bir işi bitirmek ya da sabahları zamanında kalkmak olsun, her koşulda kendi kendini motive etmek gibi örneklerle açıklanabiliyor. Özetle,karakterin temel taşı kendini terbiye etme yeteneğidir... Başkalarına karşı doğru olanı yapmak için, kendi kendimizi-arzu ve tutkularımızı-kontrol edebilmeyiz.İnsan ben merkezli odağını ve dürtülerini bir kenara bırakabilirse, sosyal açıdan çok yararlı olur. IQ ile ölçülen zekâ, insanların okul ve iş yaşamındaki başarısını belirleyen bir etken midir? Öyleyse neden yüksek IQ’lu çocuklar, ortalama IQ’ya sahip arkadaşlarına göre hayatta daha başarısız olabiliyor? Kitabın yazarı Dr.Goleman’a göre, duygusal zekâ doğuştan gelen bir özellik değil, insan beyninin yapısı dolayısı ile çocukluktan alınan duygusal dersler, yaşam boyunca davranış tarzını belirliyor. Kitabın çok önemli bir toplumsal mesajı var: Demokrasinin topluma ne ölçüde mal olduğu, bireylerin duygusal zekâ düzeyiyle doğrudan bağlantılı. (Kaynak:Kitabın 2.basımı 1998-Dr.daniel Goleman The New York Times’da davranış ve beyin bilimleri konularından sorumlu)