EYLUL2019 Ayse Perin (Tatari)
Doğan Kuban Yazıları Antolojisi
Eylül yılın en güzel aylarından… Aklımız, kentin yakınlarındaki nefes alanlarında… Oraya varınca da mutlu muyuz? İzmir artık yakın çevresinde sığınak aradığımız, kaotik, giderek daha sıcak olan beton yığını, bir kent. Eski İzmir fotoğrafları hazin birer belge, ah güzel İzmir diyoruz bakarken… Bu şehir bu hale nasıl geldi? Herkes yakınıyor “Çeşme, İzmir, İstanbul… Kentlerimize kasabalarımıza ne oldu? Kendi cehennemimizi kendimiz yarattık, şimdide kaçacak yer arıyoruz ve bulduğumuz cenneti de kısa zamanda yeni bir cehenneme dönüştürüyoruz. Neden böyle olduk? Otoyollar... Bizi kolayca gideceğimiz yere ulaştırıyor ama biz yolda nasıl gidilir bilmiyoruz. Daha çok araç daha çok insan daha çok inşaat ve daha çoklarla, giderek huzur ve tabiatı arkamızda bırakarak hızla her şeyi tüketiyoruz. Ben kendime bir mutluluk yolu ya da yolculuğu rotası çizdim. Yolculuk, birbirini tamamlayan iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm resim yapmak. Yıllardır ara verdiğim resim sanatına dönerek Mart 2019 tarihinde bir sergi açtım serginin adı “Şehir Masalları” idi. Her resmim benim için bir masal dünyasının kapılarını açıyor ve ben o kapıdan girip başka dünyalara yolculuk yapıyorum… Sergiden sonra da yolculuk devam ediyor. Çocukluğumuzda okuduğumuz Alis Harikalar Diyarı’nda ki Kahramanımız bu defa Ayşe… Ayşe Harikalar Diyarında… Resim malzemelerim, masamda hazır duruyor... İş dönüşü, sabah, akşam vakit yaratıyor ve masalsı yolculuğuma başlıyorum… Resimlerim, hiç bilmediğim köylere kasabalara ya da başka dünyalara götürüyor beni ve izleyenleri. Yolculuğun ikinci bölümü: Okumak… Şehircilik, sanat tarihi, mimarlık tarihi, psikoloji, politika sentezleri ile ilgili kitapları okumak memleketimin kültürü ile ona bağlı olarak insan davranışlarını anlamama yardımcı oluyor. Şimdi bu bağlam da bir kitap tavsiye edeceğim. “Sanat, Mimarlık, Toplum Kültürü Üzerine Makaleler”…Yazar, akademisyen mimar Doğan Kuban. Doğan Kuban’ı tanımak için lütfen biyografisini okuyunuz. Çok değerli bir insan, kitapları adeta bir aydınlanma çağına götürüyor… Kuban, altmış yıllık bir çağdaşlaşma çabasının çalışmalarına yansımış aydınlığı, okuyucu ile paylaşıyor Antoloji: makalelerden oluşuyor ve sanat, mimarlık, çevre ve Cumhuriyet’e ilişkin konuları kapsıyor. Kitabın içindeki bölümler:1-Türk sanatı üzerine 2-Türk kenti üzerine 3-Çağdaş Mimari 4-Mimarlık Eğitimi 5-Güncel 6-Kuramsal sanat üzerine yazılar 7-Atatürk, Cumhuriyet ve Devrim Yazıları 8-Çağdaş İslam Mimarisi 9-Genel. Kitaptan alıntılar paylaşıyorum: “Üç çeşit kent var genelde. Avrupa kökenli bir gelişmeyi temsil eden kentler var, Roma, Paris ve Londra başta geliyorlar. Amerikan kökenli bir değişik kent gelişmesi var, New York bunun değişmez bir örneği. Bir de 1960 tan sonra bütün dünyada ve Türkiye’de de, ha babam şişen ve sonrada kadar uzanan çok merkezli kentler var. Daha doğrusu kent unvanlı aglomeralar var. Geri kalmış ülkelerin kentleri üçüncü tipi oluşturuyorlar megalopolise. Bu kent olgusu bağlamında İstanbul bizim için çok önemli… Türkiye nüfusunun yüzde 20 si burada yaşıyor. Dünya coğrafyasındaki kontrolsüz çılgın büyüme açısından İstanbul bir paradigmadır, ama kendi özgün geçmişi nedeni ile de hala özgün bir şehir, daha çirkinleştiremedik. İstanbul hiçbir zaman bir Avrupa kenti olmadı… Bugünün İstanbul’u metropoliten alanı, plansız büyümesi, olumsuz estetik nitelikleri ve yoksulluğuyla, yapı teknolojisi çok ilerlemiş olsa da övünülecek bir yerleşme değil… …Balon büyümeye devam ediliyor. Neden? Çünkü Türk ekonomisinde en çok para getiren toprak ve yapı spekülasyonu. Bütün bu gelişmeler temelde, tolum yapısı ve kültürü. Öğretimin gelişmesi, toplum kalkınmasının ana sorunlarını çözmek için olduğu kadar şehirleşme sorunlarını da çözmek için gereklidir. Şehirleşme ile öğretimin yoğunlaşmasının aynı yönlü olduğu kolaylıkla yapılabilecek bir gözlemdir. Fakat bunların aynı yönlü olması yetmez. Aynı hızda olmaları da gerekmektedir. Çok değerli bilgi ve görüşlerin yer aldığı antoloji iki cilt olarak tasarlanmış. Alıntılar 1.Cildin bölümlerindendir.