NISAN2018 Gülhan Berkman Yakar
Arkadaş
Eteğimin ayağıma dolanmasına ramak kalmıştı ki, durup karşımdaki kişiye: “- O kadar erkekseniz sizi bir düelloya davet etmek isterim .” diye haykırdım. İşte o an olan oldu ve tüm salonda bir kahkaha tufanı koptu. Demek ki heyecandan zangır zangır titreyen bacaklarımı, artık herkes görebiliyordu. Sonrasında nasıl olduysa üç dört adım attım ve kendimi içeride buldum. Utancımdan yerin dibine girip yok olmak isterken, oyun icabı sahne arkasına geçmek, beni kurtarmıştı. Sahneye çıkmak için sırasını bekleyen arkadaşa, ağlamaklı bir sesle konuştuğumu hatırlıyorum : - Rezil oldum!.. Görüyor musun? - Ne rezil olması? Her şey yolunda işte… - Herkesin bana nasıl güldüğünü duymadın mı? - Herkes kahkahadan kırıldı işte… Sen neden söz ediyorsun? - Komik duruma düştüm, bacaklarımı durduramıyorum bak hala zangır zangır titriyorlar görmüyor musun? - Gülhan, kendine gel lütfen... Seyircilerin söylediklerine tam orada gülmeleri gerekiyordu , onlar da güldüler işte… Merak etme oyun, olması gerektiği gibi gidiyor, haydi artık derin bir nefes al ve sen de rahatla biraz... Ayrıca, yerlere kadar uzayan bir eteğin var zaten, kimse senin titrediğini filan da görmüyor, emin ol. Üniversitemizin tiyatro kulübü etkinliği olarak Anton Çehov’un “ AYI” isimli oyunu sergiliyor ve seyirci karşısında ilk kez sahne alıyorduk. Ekip olarak günlerce büyük bir ciddiyetle çalışmış, tiratlarımızı ezberlemiş ve defalarca oyunun provasını yapmıştık. Tüm çalışmalar, büyük bir ciddiyet ve titizlikle yapılınca buna bir de sahne heyecanı eklenince, sergilediğimiz oyunun bir “komedi” olduğunu bile unutmuştum. Sahne arkasında geçen bu diyalog olmasaydı oyunda daha sonra ne yapardım hiç bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki ;o gün sahnenin arkasında, arkadaşımın beni uyarması ile yaşadığım farkındalık, tüm hayatım için çok önemli bir deneyim ve kazanç oldu. İş veya özel yaşantımda ne zaman, kaygılarımın, korkularımın girdabında, seçeneksiz ve çaresiz hissetsem, içimdeki arkadaş o anda ortaya çıkar ve bana; “ hayatımın olması gerektiği gibi devam ettiğini, rahatlamak için öncelikle derin bir nefes almamı” hatırlatır. İşte o zaman tiyatro sahnesinin arkasına geçer ve yaşadığım duygulardan sıyrılıveririm. Oyunu bir de seyirci koltuğundan izler, oradan görüp öğrendiklerim ve hissettiklerimle pek çok seçeneği yeniden değerlendirir, yoluma devam ederim. Teşekkürler Fikret ve teşekkürler içimdeki arkadaş Sevgiyle kalın