KASIM2018 Pınar Tekeş
Hayat amacımıza ulaşmak
Konuşmacı olarak katıldığım toplantılarda veya seminerlerimde dikkatimi çeken şey hayatta ne istediğimizin farkına varmamış olmamız. Üniversitede ders verdiğimde, kurumsal eğitimlerimde de durum böyleydi, şimdiki Theta Healing Seminerleri’nde de. Uygulama çalışmalarının en sıkışılan alıştırması hayattan istediklerimiz . Biz en çok kendimizle temas etmekten kaçıyoruz. İçimizdekini, kalbimizin derinliklerindekini ortaya çıkarmak bizi adeta dehşete düşürüyor. Atalarımızdan gelen inançlarımız mı yoksa yaşadığımız toprakların hafızası mıdır bilinmez ama bir şekilde kendimizi ön plana almayı yasak, ayıp, yanlış buluyoruz. Farketmek bir yana bu konuda düşünmek bile adeta bir tabu olmuş. Yüzyıllardır süregelen fedakar insan olmak kavramı bizi kendimizi düşünürsek iyi bir insan, evlat, eş, sevgili, çocuk, vatandaş, anne, baba olamayacağımız inancına götürüyor. Dahası böyle olduğunu gördüklerimizi de bencillikle, farklı olmaya çalışmakla veya tuhaflıkla suçlayabiliyoruz. Hayatımızda ne istediğimizi bilmediğimizde de onu gerçekleştirmemiz mümkün olamıyor. En basit “Hayatınızda sınırsız olsanız neler istersiniz?” sorusu bile boş bir beyaz sayfayı dolduramayan bir kaç satır içeriyor. Kendi gerçekliğimizin ne olduğunu saptamaya çalışırken en derin korkularımız, endişelerimiz, güvenlik çemberimiz devreye giriyor, görünmez bir kalkan oluşturup kalemin sayfaları doldurmasını engelliyor. Hayal bile kurarken zihnimizin engelleriyle karşılaşıyoruz. Bu blokajlarla da kendimizi keşfedip, potansiyelimizi farkedip uygulamaya geçirmeye set çekiyoruz. Örneğin zenginlik, servet, bolluk bu dünyadaki hedeflerimizi tamamlamak için gerekli araçlar olmaktan çıkıp amaç haline geldikçe kendimizle içsel temasımızı yitiriyoruz. Yitirdikçe de ya hırslanıyor ya da tam tersine içsel kızgınlıklarımıza tutunup kendimizi dışarıya kapatıyoruz. Depresyonda olduğunu söyleyen kişilerden geçilmiyor ortalık. Acaba gerçekten depresyondalar mı yoksa sadece kendilerini depresif mi hissediyorlar? Peki ne yapmalı? Öncelikle bu blokajları temizleyip neleri istediğimize odaklanmalıyız. İstediğimiz gerçekten ne? Kalbinize şu soruları sorabilirsiniz . Burada dikkat! Cevaplarınızda kendinize dürüst olun. - Ne istediğimi bilmem mümkün mü? - Bunu engelleyen şeyler neler? - Ne istediğimi bilirsem bana yük mü olur? - Neden böyle hissediyorum? - Bu hayatta kalbimi coşkuyla dolduracak şeyler neler? - İstediklerime sahip olsam neler olur? - Gerçekleştirirsem ne gibi pişmanlıklarım olur? - Gerçekleştirmezsem nelerden pişman olurum? Bu birinci aşama. Ne istediğimizi bilmezsek, onu hayatımıza geçirmemiz mümkün olmaz. Bunu planlayarak ve şimdiki zaman dilini kullanarak hatta yazarak netleştirmeliyiz. Unutmayalım ki “...olmasını istiyorum” dediğimizde o hep gelecek zamanda kalacak ve bu yüzden asla ulaşılamayacaktır. “Bu gerçekten olacak mı?” diye şüpheye her düşüşümüz bize engel olarak yansır. Başarının püf noktası kararlarımızın peşinden gitmek. Birşeyin tüm prensiplerini bilmemiz onu uyguluyor olduğumuz anlamına gelmez. Akışa güvenmek hiçbir şey yapmadan beklemek değildir. Madem evren hareketi alkışlıyor, adım atmalıyız. Şikayet enerjisi bizi yolumuzdan uzaklaştırır, depresif konfor alanımıza geri çeker. Kendimiz için yapmak istediklerimiz ve başkaları için yaptıklarımız arasında bir denge sağlamalıyız. Hayatımızın merkezine kendimizi koymazsak zaten dengede kalamayız. Hep hatırlayalım, kendimiz için katkıda bulunduğumuz herşey çevremize de katkı demektir. Geçmişte yaşarsak ileriye gidemeyiz. Bakın bakalım siz hayallerinizden uzak durmak için geçmişte nelere tutunuyorsunuz? Unutmayın hayallerimiz bizi hayat amacımızı gerçekleştirmeye götüren yoldur.