EKIM2019 Pınar Tekeş
İdeal kiloya kavuşmak
Bütün bir kış inceleyim de denize fit bir şekilde gireyim diyen bedenler; yaz davetleri, kumruları, lokmaları, midyeleri, içecekleri de eklenince sonbaharı kilo üstüne kilo katmış bir şekilde karşıladılar. Son günlerde en çok duyduğum cümle “kilo vermeliyim”. Bunu söyleyenlerin de neredeyse tamamına yakını yıllardır bir dedektif titizliği ve uzman bir diyetisyen bilgisiyle bilinen tüm diyet çeşitlerini incelemiş hatta kendi üzerinde deneyimlemiş olan kişiler. Pek çoğu yıllardır pilatesten yogaya, yürüyüşten yüzmeye tüm sporları (yılın sadece belli zamanlarında ki bu da ortalama iki aya denk geliyor) yapıp beden inceltme stüdyolarında günler tüketmiş olanlar. Sonuç: Yıllardır yaşanan aynı döngü! Herkesin bir Barbie veya Ken formatında olması gerektiği görüşü artık sağlıklı beslenme akımları enflasyonuyla geçerliliğini çoktan yitirdi. Tam tersine herkesin ince değil; bedeninin ritmini yakalayabileceği sağlıklı kiloda olabilmesi önemli. Olmak istediğimiz kilo, bedenimizi mutlu edecek kilo olmayabilir. Mutlu edecek kiloda olabilmek için bazen önce o mutlu kişiye dönüşmek gerekebiliyor. “Beden bilir” derler. Evet ruhumuzu dünyada deneyimlememize aracılık eden bedenimizde aslında kendi gerçekliğimizle ilgili kayıtları da saklarız; istediğimizde daha da ötesi farkettiğimizde kullanmak üzere. Yıllar önce giitğim sağlıkçılara da kinesioloji eğitimleri de veren bir tıp doktoru, ben çok merak edince ideal kilomu bu teknikle nasıl saptayabileceğimi öğretmişti. Zamanla yaş, çevre, yaşam farklıkları gibi faktörlerin aslında ideal kilo sayısını nasıl değiştirdiğini gözlemledim. Her zaman ideal kilomda oldum mu? Tabii ki hayır! Kilo olayında hayatımızda verdiğimiz her kararda olduğu gibi özgür irade var. Ki o irade olmasa kritik bir sağlık sorununda kolaylıkla 20-30 kilolar verip ardından risk ortadan kalktığında 15 ini kolaylıkla hatta keyifle almazdık. Yo-yo gibi kilo alıp vermeler benim gibi lezzetlere düşkün pek çok kadının en büyük sorunu olmaya hala devam ediyor. Kilo almanın tıbbi nedenlerini anlatacak kadar tıbbi bilgi sahibi olsam da sınırlarımı aşmış olacağım için bu konuda susmayı tercih ederim. Spor eğitmeni olmadığım için egzersiz konusuna da girmeyeceğim. Aslında yıllardır çok net bir denklem üzerinde tartışılıyor. Yediğinden fazla harcarsan yani hareket edersen incelirsin. Durum bu kadar basitse ideal kiloya ulaşmak ve kalmak konusunu bu kadar karmaşık hale getiren ne? Bunun cevabını da pek çok sorunun cevabını bulup hayatımı dönüştürdüğüm ve sonrasında Master Eğitmeni olduğum Theta Healing’de buldum. İnanç çalışması bu tekniğin psikolojik olarak da kolaylıkla yorumlanabilecek ve anlaşılabilecek olan bir parçasıdır. İnançlarımız gerçek olarak algılandığında beynimizde zihnimizin gerçek olarak algıladığı programlara dönüşür. Hayatımız onu oluşturan olaylara vereceğimiz tepkilerle şekillenir. Bu inançlar çocuklukta ebeveynlerimizden öğrenmediklerimizden gelebileceği gibi, atalarımızın genleriyle yüzyıllar boyu bize taşınabilir. Örneğin çocukluğumuzda değişimlerle ilgili deneyimlerimiz acılı ve travmatik olarak gerçekleştiyse bizde değişim acılı ve tehlikelidir inancı olabilir. Büyüyüp sevdiklerimizi, işimizi veya değer verdiğimizi düşündüğümüz diğer şeyleri kaybetmeye başladıkça değişimle ilgili algılarımız daha da olumsuz bir hal alabilir. Ve bizim kendimiz için olumlu değişiklik yapmamızın önünde engel oluştururlar. Halbuki bu inançlar aslında gerçeğe dönüşmek için fırsat bekleyen programlardır ve anda dönüşerek mucizevi etkilerini hayatlarımıza taşırlar. Bizdeki olumsuz inançların değişip değişmediğini de o zamanlar doktorumun bana uyguladığı kinesiloji ile gözlemleyebiliriz. Öncelikli olarak değiştirmemiz gereken inancımız bunun işe yarayıp yaramayacağını sorgulamaktır. Unutmayın siz neye inanırsanız onu deneyimlersiniz. İstediğimiz kiloya inememenin ve koruyamamanın yüzlerce sebebi vardır ve hepsi kişiye özel farklılıklar içerir. Çok genel olan kilo inançlarına bir göz atmaya ne dersiniz? - Ailenizde aşırı kilolu olanlar varsa sizin de öyle olmanız gerektiği inancınız olabilir.Unutmayın bunlar bilinç üstünüzde inandıklarınız değil. Öyle olsa sadece bu yazıyı okuyunca bile tüm blokajlarımız çözülmüş olurdu. Bilinçaltında hiç bilmediğimiz ve zihnimizle fark etmediklerimiz inançlarımızı oluşturup deneyimlerimize yol açıyor. - Fazla kilolu olursam güvendeyim. Korunma, güvende olma ile ilgili korkularınız olabilir. - Ağırlık zenginliktir. Osmanlı devrini bir düşünün! - Zayıf olan, açlıktan ölendir. Atalarınız göç, savaş yaşamış mı? - Karşı cinsin ilgisinden uzak kalmak için kilolu olmalıyım. Ailenizin ilişki geçmişine bir göz atın! - Beni fark etmeleri için kilolu olmalıyım. Kaçıncı çocuksunuz? - İnce olursam güzel olurum, güzel olursam nazar değer. Ailenizin nazar inancına bakmanızı tavsiye ederim. - Sevgiyi hissetmek için yemek yemem gerekir. Anneniz en çok yemek yedirirken mi sizinle ilgilendi? Beden kayıt tutar. Artık bize hizmet etmeyen yüzlerce yıllık kayıtların deneyimini yaşayıp yaşamamak ise bizim elimizde. Sizin bedeninizdeki kiloyla ilgili kayıtlar neler? Onları dönüştürüp güncellemek tıbbi ve sportif tavsiyelerle destelemek ideal kiloya kavuşma sürecini emin olun kolaylaştıracaktır. Zihin, beden ve ruh üçgenimizin dengede olması dileğimle...