ARALIK2019 Pınar Tekeş
Çocuklarınızın sizin gibi bir eşi olsun ister misiniz?
Bir çocuğun en önemli rol modelleri ebeveynlerdir. Sadece davranışlarımızı yansıtmaktan öte bu hayatta öğrendiğimiz her şeyi aslında genlerimizle çocuklarımıza transfer ederiz. Benim deneyimlerim, eşimin yaşadıkları derken bizden sonraki nesle aynı bizimkiler gibi deneyimler yaşayabilecekleri bir genetik miras bırakırız. Anneyseniz çocuğunuza bir şey olduğunda dünyanın neresinde olursanız olun hissedersiniz. Siz bu kadar hassasken ilişkilerinizde yaptığınız hataların, mutsuzluklarınızın, problemlerinizin onlar tarafından devralınmasını ister misiniz? Bu noktada aslında çocuklarımızın ileride ki mutluluğunu etkileyen en önemli belirleyici bizim şu anki ilişkilerimiz ve ilişkilerimizde kuşandığımız roller. Bize atalarımızdan gelen en büyük korkulardan biri çok fazla sevmektir. Sevmemek için kendimize adeta bir bariyer oluştururuz. Birini çok fazla seversek kötü bir şey olacağından korkarız. Bazen bu yüzden sevgiye tamamen kapatırız kendimizi, mantığı seçeriz. Zihnimizin bizi maniple etmesine izin veririz. Çok sevmediğin biriyle beraber olmak çok güvenlidir. Çok sevip kalbinin kırılma riski yoktur. Bazen de korkumuz karşımızdakinin bizi tanıması olur. Biz kendimizden memnun değilken kendimizi bir başkasına olduğumuz gibi yansıtırsak, acaba kabul görecek miyiz? Ya onu tanımak? İstediğimiz gibi birini yaratmaya çalışmadan; onu ve kendimizi gizlemeden kabul etmek... Bunlar en yaygın ilişki korkularıdır. Zaman da ilişkilerde çok belirleyicidir. Yıllar geçtikçe git gide monotonlaşan hayatta eğer renk ve yaratıcılık kullanılmıyorsa neşe ortadan kalkar. Neşenin kalktığı yerde roller bir an önce emekli olmak istenen bir iş gibi görülür. Oysaki özellikle evlilikteki mutsuzluk sizden sonraki nesle bırakılacak en korkunç mirastır. Hayatta en çok eşlerimiz bizi aynalar. Karşımızdakinde kendimizi görür ve istem dışı bir yarışa gireriz. Bu yüzden her ilişkide dominant olma mücadelesi görülür. Bir taraf hep baskın olmaya çalışır. Aslında ilişkilerin de eril ve dişil yönleri vardır. İlişkiyi dengede tutabilmek önemlidir. Genelde evi dekore eden ilişkide en baskın olan taraftır. En dağınık olan evde en çok enerjisini bırakmak isteyendir. İki tarafın da bir yerde birleşebilmesi sakin tutar. Şimdi eşinizle ilişkinize bir göz atmaya ne dersiniz? Her şeyden önemlisi bakın bakalım eşinizle beraber gülüyor musunuz? Beraber çocuklarla ilgili sorumlulukları üstlenmek yerine ne zaman bir şeyler paylaştınız? Coşkuyu, neşeyi? Yeni bir yıl yaklaşırken tüm dergi ve gazetelerin sayfalarında “Bu yıl daha mutlu olmak için neleri değiştirmeliyiz?” yazıları dolup taşar. Hadi yıl bitmeden biz de modaya uyalım ve kendimize aşağıdaki soruları soralım. - İlişkimizde kendimizin hangi yönlerini beğeniyoruz? - Hangi yönlerimizi değiştirmeliyiz? - Eşimizin ilişkideki iyi yönleri neler? - Onda nelerin farklı olmasını isterdiniz? - Eşinize sizi sevmesine izin verecek kadar güveniyor musunuz? - Eşinizi anladığınızı düşünüyor musunuz? - Eşinizin sizi anladığını düşünüyor musunuz? - İlişkinizdeki pişmanlıklarınız neler? - Bu pişmanlıklar size ne deneyimletiyor? - Kendinize zaman ayırıyor musunuz? - Eşinize zaman ayırıyor musunuz? - Eşiniz size zaman ayırıyor mu? Bütün bu sorulara gözünüz kapalı, kalbinizin samimiyetiyle cevap verin. Verdiğiniz cevaplar sizi mutlu etti mi? Dahası çocuklarınızın sizin gibi bir kadın veya eşiniz gibi bir erkekle evlenmesini ister misiniz? Evetse süper ama hayır ise o zaman ilişkiyi dönüştürmek zamanı gelmiş demektir. Kendimizde memnun olmadığımız yönleri düzeltmek iyi bir fikir olabilir. O zaman yeni yıldan daha güzel bir zaman olabilir mi başlangıç yapmak için? Yeni yılın hepimize mutlu dönüşümler getirmesi dileğimle...