EKIM2018 Reşat Kutucular
Büyükşehir'e yeni bir yüz...
Siz bu dergiyi okuyor olduğunuzda Aziz Kocaoğlu Büyükşehir’e bir kez daha aday olup olmadığını bir kaç gün önce açıklamış olacak. Olsa da çarşı karışacak bence, olmasa da… Neyse hep derim “bu CHP’nin yerel siyasetini anlamak kuantum mekaniğini anlamaktan zordur”… Seçim sathı mailine girdik ya, Aziz Bey her köşeden çıkmaya başladı. Ama öyle dümdüz gelmedi bu kez… Artık o siyaset üzeri olgun bir düşünür… Yerel siyaseti aşmış gitmiş deneyimli bir siyasetçi… Her zamanki gibi cümlelerinde daha çok birinci tekil şahıs kullanan… Son 14 yılda kentte kattıklarını bir ezber şeklinde tekrar edip duran… CHP’nin İzmir’deki geleceğine yönelik öngörülerde bulunan... Kendini çok önemseyen İzmir’in Azizi oldu artık o... Bilmem siz ne düşünürsünüz, bana göre Aziz Bey’in sakin ama zaman zaman provokatif bir üslubu var. Ya da konu Kültürpark olunca bende öfke kontrolü problemim ortaya çıkıyor. Aziz Bey geçenlerde TV'den televizyonuyla yaptığı söyleşide lafın arasında mealen demiş ki : “kente kongre merkezi yapacaktım, projem hazırdı, yer ile ilgili engel vardı, merkezi hükümet de elimi güçlendirmek yerine işi yokuşa sürdü!” Proje hazırdı dediği Kültürpark’a düşündükleri proje… Yer ile ilgili engel de sivil toplumun kıyameti koparması sonucu Koruma Kurulu’nun aldığı karar. Kurul bizleri haklı bulmuş “koruma amaçlı imar planı” yapılması gerekir demiş, noktayı koymuştu. Kısaca Aziz Bey kendi seçmeninin yoğun itirazına rağmen bildiğini okumak istiyor. Kurul için de Bakan’dan yardım bekliyor! Pes! Aziz Beyin dediklerini yanlış deşifre ettiysem mesele yok. Kusura bakmasın… Ama doğru anladıysam diyeceğim şu: Aziz bey, sizin Kültürpark’ın içine kongre merkezi şeklinde dökmeyi planladığınız 25 bin m3 betonu engelleyebilmek için Koruma Kurul’una ve Sayın Bakan’ın pasif kalmasına muhtaç olmamız ne acı! Bu aslında neden artık Büyükşehirde yeni bir yüz görmek istediğimin izahıdır! YEREL VE KÜRESEL Geçenlerde RS FM'de konuşuluyordu. ?Şu ara Amerika'da tartışılıyormuş. Üretiminin önemli bölümünü Çin'de yapan Apple mı daha yerli yoksa ABD'deki fabrikasında 50 bin kişiye iş sağlayan Honda mı? ?Bugünün küreselleşmiş dünyasında artık yerliyi de tarif etmek kolay değil, milliyi de. ?Bizim bankacılık sistemimizin neredeyse yarısı yabancı ortaklıklara geçmiş durumda. Bu iyi midir, kötü müdür tartışmasına girecek değilim. Şu önemli, o yabancı ortakların da çok uluslu başka ortaklıkları ve ortakları var. Yani bugün bir Türk veya Alman veya Japon bankası derken de dikkatli olmak lazım. Banka sandığınız kadar Japon, Türk ya da Alman olmayabilir. ?Bizde son zamanlarda dillendirilen “yerli ve milli” retoriği bu yüzden sorunlu… Söylem olarak heyecan verici olsa da pratikte zamanın ruhuna uygun değil, havada kalıyor. Sırf ismi yabancı diye mesafeli bakmanın, sırf ismi yerli diye benimsemenin artık karşılığı yok. ?Esasen küreselle yerelin karşılıklı etkileşimi önemli… Artılarıyla, eksileriyle… O yüzden bana “küresel düşün, yerel davran, küreseli bil, yereli gör” gibi bir slogan daha gerçekçi geliyor. SOSYAL MEDYA Ben daha çok bir Facebook kullanıcısıyım. Özgürce yazacak zemin iyice daraldığı için güncelle ilgili düşüncelerimi Facebook’ta paylaşıyorum. Gelen yorumlar, katkılar, eleştirilerle beraber konu olgunlaşıyor, iyi de oluyor. “Çok okunması gereken yazılar” diye de bir sayfa da yaptık. Orada da medyada denk geldiğimiz önemli gördüğümüz yazıları paylaşıyoruz. Şahsen Instagram’la doku uyuşmazlığım var. Twitter ve whatsapp grupları da bana fazla paldır küldür geliyor. Mecraları eksisiyle artısıyla şöyle değerlendiriyorum: Instagram - Tanınmışa aşırı düşkün, mış gibiliğin kalesi, sistemin göz bebeği, fazla plastik, çok nesneci… Ama renkli, güleç, keyifli, enerjik… Twitter - Zeki, duyarlı, hızlı, komik... Ama epeyce vahşi, oldukça bencil, çok dedikoducu… Facebook - Yavaş, karşılıklı iletişime uygun, düğün evinin tefçisi ölü evinin yasçısı… Fakat algoritmaları salak, tepkisi geç, içine Instagram kaçtığı oluyor… Whatsapp grubu- Cevap beklemeksizin mektup yazmayı, daldan dala atlamayı, yüzeyden gitmeyi sevene uygun. Gireni çıkanı çok, bazen donuk bazen aşırı hızlı, insanı huzursuz eden bir yanı var.