HAZIRAN2020
BALTAZZİ AİLESİ
İzmir Life'ın efsane dizisi "Kökler" yeni okurlar için yeniden yayınlanlarına Baltazzi ailesi ile devam ediyoruz. Nisan 2004 sayımızda yayınlanan bu bölümü Deniz Çaba hazırlamıştı. İmparatorluk döneminin belgelerinde, Baltazzi soyadına rastlamak o kadar olağan ki. Osmanlı, dünya kapitalist sistemi ile bütünleşme yolunda ilerlerken, dış ticaret ağına onları yerleştirdi. Baltazziler, 19. yüzyıla damgasını vuran Galata bankerleri arasındaydı. Türkiye’nin ilk bankasını kuran da onlardı, ilk kambiyo sözleşmesini yapan da. Deniz ticaretine ise kuşaklar boyu emek verdiler. 1746'da Venedik'ten İzmir'e gelen ilk aile üyesi Marino Baltazzi, soyadlarının Osmanlı ve Türkiye’nin ilkler listesine kazınacağını biliyor muydu? Bankacılık ve finans tarihinin aktığı sayfalarda uzun uzadıya anlatılacaklarını ya da belgesellere konu olacaklarını. Aslında geldikleri coğrafya bile çok şeyi anlatmaya yetiyor. Alex Baltazzi, Venedik’te yapılan araştırmalara dayanarak, soyun 1480’lere kadar indi¤ini, ailede amirallere, devlet yetkililerine ve sanatçılara rastlandı¤ını söylüyor. Ailenin bankacılık ve finans konularında ilham aldı¤ı topraklar için de Venedik diyebiliriz. Ne de olsa köklerini saldıkları bu ilk co¤rafya, 1157’de kurulan dünyanın ilk bankasına ev sahipli¤i yapmış. 19. yüzyılın ikinci yarısında, Marino Baltazzi’nin iki oğlu Teodoro ve Emanuele (Manolaki) Baltazzi çok sevdikleri İzmir’den ayrıldılar ama bir bildikleri vardı. Onlar, aynı halkanın zincirleri olduklarına inanarak girdiler Galata kapılarından içeri. Gayrı Müslimlerin ağırlıkta olduğu, tüm Avrupa dillerinin konuşulduğu İstanbul’un bu Avrupalı yakasında, büyük işlere imza atacaklardı. Dış ticaretin merkezine oturacak, Osmanlı’nın ilk bankalarını kuracaklardı. Bilindiği üzere, kapitülasyonların üstüne, 1839 Tanzimat Fermanı eklenince, yabancı ve azınlık- lar güçlenmiş, zenginleşmişlerdi. Büyük sermaye grupları olarak "banker" rolünü üstlenmeye birinci dereceden adaydılar. Özellikle de Emanuele Baltazzi. Öyle ki, Prof. Dr. Mustafa Cezar, "19'uncu Yüzyıl Beyoğlusu" isimli kitabında, "Galata bankerleri arasında çoğunlukta olanlar, İtalyan ve Fransız asıllı Levantenlerdi. Bankerler arasında paraca en güçlüsü de Emanuele Baltazzi (Baltacı) idi" diye yazmış.
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.