OCAKSUBAT2024 Prof. Dr. Levent Kırılmaz
Değişim
DEĞİŞİM Değişmeyen tek şey, değişimdir. (Heraclitus) Evrende hiç bir şey durağan değildir. Her şey hareket halindedir. Siz yeniye doğru ilerledikçe onlar da daha güçlü ve köklü olacaklardır. Kimi zaman yepyeni bir yaşam yolunun oluşumu için baştan aşağı alt üst olmak gerekebilir. Bu değişimlere, var olan cesaretiniz ve onların sizin en yüce hayrına olduğu inancınız oranında, sizi bile şaşırtacak bir hızda alışırsınız. Sınırları zorlayın, imkânsız görünene ulaşmaya çalışın. Zihninizin yenilenmesi ile dönüşüme uğrayın. Bir yılan eski derisini bırakmadan büyüyemez. Bir civciv kabuğunu kırmadan kabuğundan çıkamaz. Bu doğal işlemler değişimi oluşturmak için gerçekleşmelidir. Bunlar adım adım gerçekleşir ve hiçbir şey onları durduramaz. Eğer kabuğundan çıkacak gücü yoksa civciv ölür. Her şey için uygun bir zaman vardır. Olduğunuz yerde kendinizi güvenli ve rahat hissettiğiniz için değişimlerin gerçekleşmesini önlemeye çalışabilir ve bilinmeyene doğru ilerlemektense, bildiklerinizin sınırları içinde kalmayı tercih edebilirsiniz. Ancak o sınırlar içinde boğulup ölürsünüz. Bu zamanda yer alan her şeyin değişim ihtiyacını anlamaya ve kabul etmeye çalışın. Her zaman merdivenin tırmanılacak bir basamağı vardır. Cesaretli olun ve daima en yükseğe ulaşmak için yukarıya doğru ilerleyin. Yaşam harekettir, yaşam değişimdir, yaşam büyümedir. Doğa, durağan olamaz, bir durumdan ötekine geçer, sürekli değişim ve gelişim içindedir. Değişim her zaman vardır. Eğer kendinizde değişim meydana gelmiyorsa, ters giden bir şey vardır ve bunu düzeltmek sizin elinizdedir. Değişime direnmeyin, değişimin akışına uyum sağlayın, değişimi kabul edin. Değişim nedeniyle her zaman kendinizi rahat hissetmeyebilirsiniz ancak biraz rahatsızlığı göze alacak olursanız, içinizde muhteşem yenilikler gelişebilir ve sizi ışık, sevgi ve ilham dolu yepyeni bir varlık haline dönüştürebilir. Değişmek için istekli olun ve değişimi çabucak gerçekleştirin, nerede ve ne zaman gerekiyorsa… Yaşam sizden değişmenizi istediğinde neye ihtiyaç olduğunu görün ve her değişimin sizin hayrınıza olduğunu bilerek, direnç göstermeden değişin. Değişim, özellikle kendi fikirlerine ve kendi yollarına bağlı olan insanlar için her zaman kolay olmayabilir. Bu hoş, rahat, tam oturmuş fikirleri birbiri ardına bırakmaya ve atmaya istekli olmalısınız, ta ki tamamen özgür olup, tümüyle yeni ve devrim niteliğinde bir fikri almaya açık olana kadar. İşte zorluk ta burada devreye girer. Dolu bir kovayı dolduramazsınız, önce onu boşaltmanız gerekir. Eskilere takılıp kalmışsanız ve onları bırakamıyorsanız, yeniliklere doğru ilerleyemezsiniz. Büyük kapılar küçük menteşeler sayesinde açılıp kapanmaktadır. Muazzam değişimler de küçücük başlangıçlardan doğar. Akıntıya karşı değil, onunla birlikte akın. Değişimin gerekli olduğunu hissettiğinizde değişmek için istekli olun, değişime direnç göstermeye çalışmayın. Değişmek istediğinizde değişebilirsiniz. Farklı olmak ve başarılı bir hayat yaşamak istediğinizde sadece buna karar vermeniz ve gidip gerçekleştirmeniz gerekir. Yeni olan eski kalıba sığmaz. Çünkü eskisinden daha gelişmiş olduğu için daha fazla yere ihtiyacı vardır. Yaşam yeni olanla dolar taşar ancak, yeniye yer açmak için eskiyi boşaltmak gerekir. Boşaltma işlemi çok acı verici de olabilir, çünkü eskiden arındığınızda, tutunacak hiç bir şeyinizin olmadığı, yalnız olduğunuz ve her şeyden mahrum kaldığınız duygusunu yaşayabilirsiniz. Yaşamın tamamen bittiğini ve hiç bir anlamının olmadığını hissedebilirsiniz. Böyle bir dönemden geçiyorsanız, bu yeniyle doldurabilmeniz için eskinin boşaltılması işlemidir. Bir bitki artık saksıya sığmıyorsa, onun köklerinin gelişebilmesi için yeni bir saksıya dikilmesi gerekir. Daha iyi bir dünya özlemi içindeyseniz, o zaman bunun için bir şeyler yapmalısınız. Ancak bu, başkalarını hedef göstererek değil, kendi içinize dönerek, yüreğinizin derinliklerine bakarak, kendi yanlışlarınızı düzelterek ve çözümleri kendi içinizde bularak olur. Değişim, bireyde başlar ve giderek topluma, şehre, ulusa ve dünyaya yayılır. Bir çocuğu izlerseniz onun değişmeyi ve yeni şeyler denemeyi ne kadar çok istediğini görürsünüz. O daima, deneyimliyor, öğreniyor, büyüyor ve gelişiyor. Bir çocuğun bunun için mücadele etmesi gerekmez, bu son derece doğal bir şekilde gelişir. Bu, gerçekleşen yeniçağ için de böyledir. Ona doğru ilerlemek için mücadele ve savaş vermenize gerek yoktur. İçinizde düzen, uyum, güzellik ve huzur varsa bu, yaptığınız, söylediğiniz ve düşündüğünüz her şeye yansır. Eğer içinizde kargaşa, düzensizlik ve uyumsuzluk varsa bu da yaşamınıza yansır. Değişim gerçekleştiğinde, bu içeriden başlayıp ondan sonra dışarı yayılmak durumundadır. O zaman kalıcı olur. Başka birisinin değişmesini beklemenize gerek yoktur, kendi değişiminizi fazla ertelemeden gerçekleştirebilirsiniz. Yaptığınız işten zevk alıyor olabilir ve bir değişikliğe ihtiyacınız olmadığını düşünebilirsiniz. Ancak, arada sırada bir mola vermeye ihtiyaç vardır ve yaşamınızın ritmini değiştirmek için tamamıyla farklı bir şey yapmalısınız. Bunu yaptığınızda, yapmanız gereken işe tamamen tazelenmiş olarak dönersiniz ve onu yeni bir yaşam sevinci ve keyifle yaparsınız. Yaşam asla bir yük olmamalıdır. Burada, dünyanın ağırlığı altında ezilmek için değil, yaşamı en güzel şekliyle yaşamak ve her anının tadını çıkarmak için bulunuyoruz. Ve bunu, dengeli bir yaşam sürmek ve sürekli olarak vermek ve almak sağlar. Yeniye uyum sağlayabilen, geçmişi hiç bir pişmanlık duymadan geride bırakmaya istekli olan ruhlar değişime hazırdır. Hala eski inanç sistemlerine, geleneksel yollara ve düşüncelere bağlıysanız, eski kalıpları kırmaya korkuyorsanız, değişim için, yeni için hazır değilsiniz demektir. Yaptığınızın doğru olup olmadığını bilmek için cesaret, kararlılık ve içsel bilgelik gerekir. Değişime büyük bir serüven olarak yaklaşın. Tüm değişikliklerin sizin yüksek hayrınıza olduğuna, aksi takdirde onların meydana gelmeyeceğine inanın. Evrenin sizin dostunuz olduğuna, yüksek benliğinizin sizi sevdiğine ve gözettiğine güvenerek, değişimle huzurlu bir şekilde başa çıkabilirsiniz. Eğer kişiliğiniz gerekli değişiklikleri yapmaya gönüllü değilse, bazen yüksek benliğiniz evrenin sizin için gerekli değişikliği yapmasını sağlayacaktır. Bu yaşam, bir eylem yasasıdır, bir değişim yasasıdır. Atıl olduğunuz zaman durgun bir kısır döngünün içine kolayca girebilirsiniz. Kendi ruhsal deneyiminizi kendi başınıza yaşamanız gerekiyor. Nerede değişim gerektiğine bakın, o değişimi oluşturabilmek için gereken eylemi gerçekleştirin. Eğer değişim rahatsızlık veriyorsa, bilin ki ne kadar çabuk gerçekleşirse o kadar kolay olur. Bir yara bandını hızla çekmek, yavaşça çekmekten daha az acı verir. O nedenle, ne yapılması gerekiyorsa, çok fazla düşünerek vakit kaybetmeden yapın ve bilin ki yenide, arkanızda bıraktığınızdan çok daha harika şeyler olacaktır. Değişimle birlikte yaşam da gelir. Eskiye tutunup yeniyi yaratamazsınız. Yeni doğan bir bebek annesine bağlı kalamaz. Bağımsız bir birey olabilmesi için göbek kordonunun kesilmesi gerekir. Bu ruhsal yaşamda da böyledir. Seçiminizde geri dönüş olmasın. Bir bebek, yaşam onun için zorlaştığında annesinin karnına dönemez. Bir civciv yumurtasına, bir kelebek kozasına dönemez. Yaşam geriye doğru gidemez. Hiçbir zaman yüreğinizi ve zihninizi kapatmayın. Yeni olandan, değişik olandan, geleneklere uymayandan korkmayın. Sezgilerinizi ve ilhamınızı dinlemeye hazır olun. İhtiyacınız olan şey akıl değil, ilham ve sezgilerinizdir. Akıl dışardan gelir, oysaki ilham ve sezgi içeriden gelmektedir ve dışarıdaki hiç bir şeyden etkilenemez. Bilginin kendi içinizden çıkmasına izin verin. Dünyanın durumu için, yüreğinizde, zihninizde ve ruhunuzda tümüyle gerçekleştirdiğiniz değişimle bir şeyler yapabilirsiniz. Bunu fark ettiğinizde, sorumluluklarınızı üstlenip bir şeyler yaptığınızda değişimler gerçekleşir. Kendi içinizde değişerek ve o değişimleri dışarı yansıtarak dünyanın durumunu düzeltmek için bir şeyler yapabileceğinizin farkında olun. Değişim olmasaydı her şey durağan olur, işlemez hale gelirdi. Gerçek bir neşe, coşku ve şükran duygusuyla değişin, gelişin. İNSAN ve DÜNYA… Bir baba, haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında dinlenmek için eline gazetesini aldı ve bütün gün dinlenip evde oturacağını düşündü. Tam bunları hayal ederken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti, bu hafta sonu onu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası ilişti gözüne. Önce haritayı küçük parçalara ayırdı ve oğluna, ”eğer bu haritayı düzeltebilirsen, seni sinemaya götüreceğim” dedi.” Baba, oğlunun bunu yapmakta çok zorlanacağını, oldukça uzun bir zaman alacağını düşündü ve gazetesini okumaya devam etti. Aradan on dakika geçmeden oğlu babasının yanına koşarak geldi ve haritayı düzelttiğini söyledi. Babası ilk önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde hayretler içindeydi ve bunu nasıl başardığını sordu. Çocuk şöyle yanıt verdi: ”bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı, insanı düzelttiğimde, dünya kendiliğinden düzelmişti.” Bir insan değişir, dünya değişir. (Anonim)