TEMMUZAGUSTOS2025
LA SAGRADA FAMİLİA
TAMAMLANAMAYAN BİR BAŞ YAPIT La Sagrada Familia Barselona’ya gidip de La Sagrada Familia’yı görmemek olmaz. O koskocaman yapısıyla görmezden gelmeniz imkansızdır. Bitmeyen kilise olarak bilinse de bitirilmiş bir anıt kadar sizi büyüler. Birçok özelliği barındıran ve birçok sanat disiplinin harmanlandığı bu anıt yapı o kadar özellikle donanmıştır ki, hangisinden başlasam anlatmaya, nasıl sıralayayım bilemiyorum. Dış cephesinden mi? Kulelerinden mi? Devasa boyutundan mı? Mimarının taş, seramik, demir gibi geleneksel malzemeleri yenilikçi bir şekilde kullanmasından mı? Parabolik kemerler, hiperbolik tonozlar, spiral merdivenler gibi ileri mühendislik ögeleriyle yapıyı hem estetik hem de dayanıklı hale getirmesinden mi başlamalıyım, bilemiyorum. Gözlerinizi katedralin kıvrımlarında dolaştırırken bu anıtsal katedralin mimarinin yaşam öyküsü geçer usulca yüreğinizden. Bir adanmışlığın hikayesidir. Antonio Gaudi’nin 1926’da bir tramvay kazasında ölmesi inşaatı sürdürülen katedralin üzerine sürekli düşünmesi ve önünden geçen tramvayı görmemesi sebep olarak gösterilir. Tramvayın çarpması sonucunda ağır şekilde yaralandı. Kaburgaları kırıldı, iç kanama geçirdi ve bilincini kaybetti. Gaudí, o sırada üzerinde kimlik taşımıyordu. Yaşlı, yıpranmış kıyafetleri ve bakımsız görünüşü nedeniyle bir evsiz zannedildi. Lüks bir hastaneye götürülmedi; yerine Barselona’daki en yoksullara hizmet veren Santa Cruz Hastanesine kaldırıldı. Ancak ertesi gün onu tanıyan bir rahip durumu fark edince kimliği anlaşıldı. Durumu hastaneye ulaştığında zaten ağırdı. Üç gün sonra, 10 Haziran 1926’da 73 yaşında hayatını kaybetti. Gaudí’nin naaşı, La Sagrada Familia’nın kriptasına gömüldü. Bugün hâlâ orada, kendi inşa ettiği yapının bağrında yatıyor. Bu hazin öykü işler ruhunuza. Bir duygu geçer, alıp sizi o eski günlere götürür. Keşke Gaudi hayatta olsa da kendi ruhunu biriktirdiği bu katedrali benim gibi seyretse der onun için hayıflanırsınız. Gaudi’nin ölümünü, onun yaşam felsefesine, trajik ama anlamlı bir kapanış olarak yorumlarım. Mütevazı yaşamıştı, mütevazı bir şekilde hayata veda eden ama geride insanlık tarihine damga vuran bir eser bırakan her sanatçı gibi ölümsüzleşti.