EKIM2016 Ayse Perin (Tatari)
Ortak Değerler Hareketi
Ülkemiz; Terör, Feto, Kalkışma, işsizlik, mülteciler ve dış politika problemleri gibi pek çok sorun ile mücadele etmeye çalışıyor. Hal böyle iken toplum yani bizler umudu kaybetmeden yaşamaya çalışıyoruz, tutunacak dal arıyoruz. Şanslı, şanssız ya da orta da bir yerlerde hayatı götüren insan çeşitliliği içinde bir ülkeyiz. Bir ulus olma özelliğimizi kaybetmek işin en tehlikeli yanlarından biri… Hal böyle iken elimizden ne gelir diyelim ve el ele verelim, Ortak değerlerimizi keşfedelim, geleceğe birlikte yürüyelim. “Türkiye’nin Ortak Değerleri - Müştereklerimizi Keşfedelim, Geleceğe Birlikte Yürüyelim” projesini Begümhan Doğan Faralyalı şöyle anlatıyor: “Türkiye’de ciddi bir kutuplaşma olgusu yaşadık. Her toplumda yaşanabilir ancak ülkemizde farklılıklarımızı çok önemsediğimiz uzunca bir dönem geçirdik. Öyle bir noktaya geldik ki ortak değerlerimizi bile unutmaya başladık. Sanki müştereklerimiz yokmuş hissiyle dolduk. 15 Temmuz darbe girişimi, bizim millet olarak demokrasi paydasında buluşabildiğimizi gösterdi ve kutuplaşma önemli oranda azaldı. Bu önemli badire sonrasında müştereklerimizi, değerlerimizi, ortak hayallerimizi hep birlikte konuşmanın tam zamanı olduğuna gönülden inanıyoruz. […] bir yıl boyunca toplumun tüm renkleriyle müştereklerimizi konuşmayı planlıyoruz.‘Sahi nedir bizim müşterek değerlerimiz’ sorusuna verilen cevapları okuyacaksınız, Önümüzdeki aylarda dünyanın 15 ülkesinde uygulanmış bir kamuoyu araştırması yöntemiyle Türk toplumunun önemsediği ve geçerli olmasını istediği değerleri karşılaştırmalı olarak tespit edip tartışmaya açacağız. Lütfen siz de sesinizle, ilginizle, merakınızla bize katılın!” Hürriyet gazetesinin Bayram’da yayınlanan ve pek çok kesimden ismin görüşlerini açıkladığı Türkiye’nin Ortak Değerleri projesine birçok sanatçıdan da destek geldi. Ve bu konuda görüşlerini bildirdiler: Selçuk Yöntem, “Sevgidir ortak değerimiz,” Fazıl Say, “İnsandan yana olmak,” Demet Akbağ, “Yüreğimiz, hoşgörümüz, bir de Atatürk’ümüz,” Yavuz Bingöl, “Ne çok güzellik biriktirmişiz” başlıkları ile konuya yaklaştılar. “Asıl müşterekimiz Cumhuriyet’tir” diyor Zülfü Livaneli. “Önce ortak değerlerimizi-müştereklerimizi tespit edelim” diyor Doğan Hızlan. “Bayram; hatırlatma, bağışlama hareketinin en gerçeğidir.” Gülse Birsel’in de hatırlattığı bir ortak değerimiz “çay”… Tanıdık tanımadık, hep bir çay söyleriz birbirimize. Benim olaya bakışım şöyle; ortak değerlerimizi “kaybettiklerimiz” ve “kaybetmediklerimiz” olarak iki konu başlığında toplamak. Büyüklere saygıyı kaybettik. Doğaya, çevreye saygıyı kaybettik. Her şeyi tüketen insanlar olduk; insanı, sevgiyi, saygıyı hatta suyu hunharca tüketip harcayan sevgisiz, kıymet bilmez insanlar olduk. Yaşayan topraklara düşman olduk, ormanlara tarlalara imar verdik… Akıllı yeni binaların dolduğu hissiz kimliksiz kentlerin içinde kaybolmaya özendik. Yerel mimariyi yaşatamadık. Kişilikli, bir dönemin özelliğini taşıyan, kent belleğini teşkil eden binaları yok ettik. Bayram kavramı değişti… Bayram demek seyahat demek, kaçış demek oldu… Türk mutfağına sahip çıkamadık. Sadece esnaf lokantalarında yiyebiliyoruz Türk mutfağının en güzel tatlarını… Komşu kavramı… “Ev alma, komşu al” sözü ile ifade edilmiştir bizim kültürümüzde, eski komşulukları kaybettik. Aslında ortak değerlerin üst başlığında “uluslararası değerler” yatıyor. Yani hürriyet, adalet, eşitlik, ahlak gibi… Öncelikle genel doğrulara, ortak insani değerlere sahip çıkalım… Böyle bir altyapı, sağlam zemin teşkil eder. Sonrasında inşa edilen bina gibidir ortak değerlerimize sahip çıkmak. Bir yıldır üzerinde çalışılan bu projeye hepimiz katkıda bulunalım; birlikte düşünelim, paylaşalım diyorum. www.ortakdegerlerhareketi.com
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.