SUBAT2022
Ayse Perin (Tatari)
Mehmet Tüzüm Kızılcan 19612021Retrospektif Seramik Sergisi
Mehmet Tüzüm Kızılcan
19612021Retrospektif Seramik Sergisi
Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi, 22 Ocak 2022 Cumartesi akşamüzeri değerli sanatçımız Mehmet Tüzüm Kızılcan’ın sergisine ev sahipliği yaparken pek çok sanatseveri de buluşturdu.
Mekânın tartışmaları, ne olup ne olacağı heyecanı, sergideki tüm davetlileri, katılımcıları etkilemiş. Bu sergi ile son bulacak olan “kültür merkezi” işlevi, mekânın yeni kimliği düşünüldüğünde, kentin hafızasını zorlayacak şüphesiz. Hoş, biz İzmirliler hafızamızı çoktan kaybetmişiz. Bir eksik bir fazla alışıp gideriz biraz söylenip. İzmir’in, sanat mekânları konusundaki malum yetersizliğini bir yana bırakıp sergi ve sanatçının dünyasına giriş yapıyorum.
Mehmet Tüzüm Kızılcan 1941 doğumlu. Füreya Koral atölyesinde hobi amaçlı çalışmalar ile seramiğe başladığı yıl 1959...İ.T.Ü Elektrik Fakültesindeki öğrenciliğini bırakıp, sanat seramiği almak için bütün imkânları sorguluyor. Eczacıbaşı seramik fabrikası-Taylan seramik deneyimlerinden sonra Almanya’da Werkkunst Schule Offenbach Amain (seramik ana sanat dalında) eğitime başlıyor. 1965 yılında mezun olup,1968 yılında kendi atölyesini kuran sanatçı,1970 yılından itibaren Sersa Seramik adı ile üretim yapan firması ile birlikte, 1987 Ege Üniversitesi Ege Meslek Yüksek Okulu, 1989-2002 yılına kadar Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik ve Geleneksel El Sanatları Çini bölümünde eğitmenlik yapıyor.
Sanatçının yurt içi ve yurt dışında 22 kişisel sergisi,45 karma sergisi ve sayısız workshop etkinliği olmuştur. Tüzüm Kızılcan U.P.S (uluslararası plastik sanatlar derneği, Türk Seramik Derneği-WAG ‘World Art Games’ dünya sanat olimpiyatları as başkanlığı (İnternational Ceramic Artist Association-Yönetim Kurulu Üyeliği) görevini sürdürmektedir. Tüzüm Kızılcan Karşıyaka’da yaşamakta ve atölyesinde çalışmalarına devam etmektedir.
Sanatçının kariyeri boyunca yaratmış olduğu eserlerden derlenmiş olan sergi izleyiciye geniş bir zaman diliminde zengin bir anlatı sunuyor. Eserleri minimalist üslupta... Fazla bezemeye yakın olmayan, sırlı yüzeyleri çok sevmeyen sanatçı kendi deyimi ile toprağın erkini seviyor. Toprağın rengi, çatlağı, çamur hali onu çok mutlu ediyor, onun için üstünü kaplamak istemiyor. Her zaman teknik ve estetiğin birbirini dengelemesi gerektiğine inanıyor.
Genel olarak sergi temalarını belirlerken, dikkat çekmek istediği bir konu belirliyor... Önceki yıllardaki sergilerini hatırlıyorum, hafızamda derin izler bırakan “Hamam Tasları”... Türklerin dünyaya armağan ettiği hamam kültürünün en önemli öğesi diye söz etmişti sergisinde.
“Lirik Yansımalar ”da, seramiği porselenden ayıran en önemli şeyi, tınıyı anlatmak istemişti. Görsellikten yola çıkıp, mat parlak ve transparan içinde seramiğin sesini ayırt etmeye ve o ritüelin sesini algılatmaya çalışmıştı izleyenlere...
Retrospektif Sergiden iki ayrı hüzünle ayrılıyorum. Birincisi sanatçının rahatsızlanıp sergiye katılamamış olması ikincisi İzmir gibi büyük ve iddialı bir kentin böylesine yetersiz bir salonunda Uluslarası önemli bir sanatçımızın retrospektif sergisinin açılması. Sergi alanı soğuk, sevimsiz ve yetersiz. Mekândan ziyade bir geçit sergi alanı. Tadilat ile bina yeniden kültür merkezi olarak kullanılmalı, zira kentin ihtiyacına cevap verecek olan kültür komplekslerimiz yeterli değil.
Gönül isterdi ki İzmir’de müzelerimiz çoğalsın. Bir seramik müzesi olsun ve içinde çağdaş sanatçılarımızın eserleri de yer alsın. Aslında halen bir modern sanat müzesi bile olmadığı düşünülürse, dileğim fanteziden öte değil.
Müzeler; insanlığın geçmişine ayna tutarken geleceğin temellerinin atılmasına da katkı sağlayan dünya ortak mirası denilebilen mekanlar.
Dünyadaki pek çok müzede Anadolu kökenli seramiklere rastlanıyor. Ülkemiz, binlerce yıllık seramik mirasına sahip olduğu halde seramik müzelerine verilen önem bilindiği gibi yeterli değil. Avrupa’da pek çok ülkede sergilenen koleksiyonlarda; yerel, bölgesel ya da dünya seramiğine yer ayrılırken çağdaş seramiklere de yer verilmekte.
Alman Seramik Müzesi- HETJENS Müzesi’nde tüm kıtalardan seramik ürünler bir çatı altında birleştirilerek, eşsiz bir müze oluşturulmuş. Daimi koleksiyonda yaklaşık MÖ 6 bin tarihli erken Anadolu seramikleri de teşhir ediliyor. Müzedeki en eski seramikler Anadolu Hacılar ’da bulunmuş olan kaplar( El ile şekillendirilmiş, oksit boyalı, Anadolu Hacılar, MÖ 6 bin yılına tarihlenen kap),İç Anadolu Hitit kökenli, ahşapları yenilenmiş yük vagonu şeklindeki seramik MÖ 2000 civarlarında tarihlenmiş... Kütahya ve Çanakkale seramikleri örnekleri de sergilenen parçalar arasında. Toplam mevcut stoku 20.000 âdetin üzerinde olan müze, başlangıçtan günümüze kadar seramik tarihini gösteren dünya çapında tek müze. Koleksiyonun büyük bir kısmı 8.500 metrekarelik bir sergileme alanında halka sunulmakta. Müzede farklı temalar üzerinde gerçekleştirilen özel sergilere yer veriliyor.
Ben yine hüzünlü ve hayallerimle başbaşayım. Belki bir gün, diyemiyorum... Siz en iyisi sergiyi gezin. İzmir’de gün batımı güzel olur.