EYLUL2022
Ayse Perin (Tatari)
Son Halife’den “Valse Davet”
Son Halife’den “Valse Davet”
Sıcak bir yaz günü İstanbul Emirgan’da, Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) bahçesindeyim. Yeşillikler arasından muhteşem Boğaz manzarası seyrederek, hafif bir yokuşta mutlulukla yürüyorum.
Müze kapısında, “Şehzade Abdülmecid Efendi ve Hat Sanatı” sergisi için hazırlanmış afişi dikkatle tetkik ediyorum. Şehzade; açık mavi gözleri, kalkık kaşları, şık ve modern takım elbisesi ve sağ bileğindeki saati ile modern, karizmatik ve yakışıklı bir adam.
Sergi, beni geçmişin hüzünlü anıları ile baş başa bırakırken, hafifçe salonlara yayılan vals tempolu zarif müzik ile duygularım daha da derinleşiyor. Bestesi Sultan Abdülaziz’e ait “Valse Davet ” ve “Gondol Şarkısı” adlı eserler* eşliğinde, ruhum Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında bir gezintiye çıkıyor... Annemin anlattığı, bir Çerkez güzeli olan büyük teyzesinin bir şehzade ile evlenip Paris’e sürgüne gitmesi hikâyesi, hayallerimin arasına karışıyor.
Dedesi Sultan II. Mahmud usta bir hat sanatçısı, babası Sultan Abdülaziz hat merakı ile tanınan bir padişah, amcası Abdülmecid Han’ın eserleri de çok kıymetli... Daha 8 yaşındayken darbe sonrası babasını kaybeden Abdülmecid Efendi, uzun yıllar Feriye Sarayı’nda kapalı ve korunaklı bir hayat sürerken kendisini yetiştirecek olan usta hattatlardan uzak, eski ustaları inceleyerek kendi başına hat sanatını öğrenir.
1908 yılı... Abdülmecid Efendi, eserleriyle sanat çevreleri arasına katılır. 1922’de “halife” ilan edilir, iki yıl sonra diğer hanedan mensupları gibi sürgüne gönderilir. Gurbette, hat sanatına sarılır, onunla teselli bulur. Fakat ilk resimlerindeki sansasyonel durum bu defa olmaz.
Çok sayıda mektup yazmış, imzası adeta bir tuğra şeklinde. Kitaplara çok düşkün. Dinine ve geleneklere bağlı. Sürgündeki yıllarında çok sayıda hat eseri üretmiş. Fakat sürgünde bile eserleri para için yapmamış, dostlarına hediye etmiş. Bu hatların bir kısmı vefatından sonra kızı Dürrüşehvar Sultan’a kalmış. Eserler şimdi Londra’daki varisinde... Fakat ne yazık ki yurt dışındaki hat eserlerine ulaşılamamış.
“Görünenin ötesinde Abdülmecid Efendi” başlıklı bölümde, SSM koleksiyonunda yer alan ve kendisine ait 6 tablosu, müzenin laboratuvarında yapılan bir araştırma ve üniversiteler arası işbirliği ile incelenmiş... Eserlerin geçirmiş olduğu restorasyon, kullandığı malzemelerin yapısı, rengi, tekniği, boya katmanları, dokusu ve sanatsal üretim koşulları ortaya çıkarılmış.
SSM koleksiyonu ile birlikte, 14 adet resmi kurum koleksiyonu, 17 adet aile koleksiyonu, özel müze ve galeri koleksiyonlarından eserlerin yanı sıra, hayatının son 20 yılını geçirdiği Fransa’nın Nice şehrindeki Musse Massena Koleksiyonu’ndan 1926 tarihli bir otoportre ile Rochefort’taki Pierre Loti Müze Evi’nden gelen ve Abdülmecid Efendi’nin Loti’ye hediye ettiği orijinal çerçeveli 2 resimle beraber, 60 tablo ve 330’u aşkın belgeden oluşan sergiye zaman yetmedi... Görevlinin “son dakikalar, artık kapatıyoruz” ikazı ile zorunlu olarak oradan ayrıldım.
Hayatının yaklaşık elli yılını şehzade, dört yılını veliaht, yaklaşık on altı ayını halife, son yirmi yılını sürgünde geçirmiş. 76 yıllık ömründe mutlakıyet, meşrutiyet ve cumhuriyet olmak üzere üç rejime ve iki dünya harbine tanıklık yapmış. Osmanlı’nın son veliahdı ve son halifesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de seçtiği ilk ve tek halife... İmparatorluğun parçalanıp tarihe karışmasının bizzat şahidi, müşfik bir baba ve dede... Şehzadeliğinden itibaren aydınları ve sanatçıları desteklemekle beraber, onlarla kurduğu yakın dostluk hanedanlık için alışılmamış bir davranış olarak bilinen, zamanın ruhunun farkında varmış, batıya açık bir Türk münevveri...
Doğu-Batı ve gelenek-modernite ikilemleri karşısında da dinine ve geleneklerine bağlı, özetle Doğu ve Batı’yı kendi içinde sentezlemiş bir modern çağ prensi diyebiliriz Şehzade Abdülmecid Efendi için.
Sergi, 21 Aralık 2021 ile 28 Ağustos 2022 tarihleri arasında gerçekleşti.
* Bu eserler, değerli müzisyen Emre Aracı’nın orkestra için yapmış olduğu düzenlemelerle, Aracı’nın orkestra şefliğinde Londra Osmanlı Saray Müziği Akademisi’nin kaydettiği Osmanlı Sarayı’ndan Avrupa Müziği/ Europaean Music at the Ottoman Court adlı albümde yer alıyor.