OCAKSUBAT2023 Ayse Perin (Tatari)
İzmir'de sinagoglar
İzmir'de sinagoglar Uluslararası İzmir Sefarad Festivali, 4.kez, 18 Aralık-22 Aralık 2022 tarihleri arasında yapıldı. Festivalin amacı 16 yüzyıldan buyana İzmir’de var olan Sefarad Kültürü ile tanışmamızı sağlamak. Yıl 1492...İspanya ve Portekiz’den sürgün edilen Musevilerin bir bölümü İzmir’e gelerek Sefarad Musevi kültür mirasını, Ladino dilini (Musevi İspanyolcası) ve İbadet geleneklerini getirdiler. İzmir, binlerce yıldır birbirinden farklı kültür ve inançların birlikte yaşadığı bir kent; Müslüman ve Hıristiyan toplumlarının kültürel öğeleri ile de harmanlanınca, İzmir’e özgü bir Sefarad Kültürü oluştu. Tarihi Kemeraltı çarşısının merkezinde; hanlar, camilerin yanı sıra Havra Sokağı diye bilinen sokağın yakınlarında, eski Yahudi mahallesinde tarihi sinagoglar karşımıza çıkar. Kimi metruk, yıkık kimleri restore edilmiştir. Eski yüzyılların yerel mimari stiliyle inşa edilmiş olan 34 sinagogdan günümüze ancak 9 sinagog ulaşabilmiştir. Bu yapılar 17. ve 18. yüzyıllarda dünyadaki tüm Musevi cemaatleri üzerinde ruhani ve kültürel etki yapmış olan ve bir bakıma Museviliğin ruhani merkezi sayılan İzmir cemaatinin tarihine ilişkin canlı bir kanıttır. İspanya’dan sürgün edilen Museviler ve sonraki kuşaklar tarafından 16. yüzyıl Sefarad mimari stilinde birbirine bitişik nizamda inşa edilmiş Dünyada tek örnektirler. Hevra Sinagogu, Los Foresteros Sinagogu, Portekiz Sinagogu, Hahamhane, Şalom Sinagogu, Şalom Aşkenazi, Algazi, Bikur Holim, Sinyora, Beit Hillel, Etz Hayim Sinagogları korunmuş ve korunması gerekenlerin başlıcaları denebilir. 19 Aralık 2022 Pazartesi akşamında Festivalin açılış töreni vesilesi ile Etz Hayim Sinagogu’ndaydım. Bu isim, sinagogun muhtemelen 14. veya 15. yüzyıla dayanan tarihi geçmişi olduğunu ifade ediyor. Araştırmacılara göre İzmir’de bulunan altı cemaatten birinin olan bu sinagog çok güzel bir yapıda... Üst kattaki ibadet yerine geçmişte küçük bir okul olarak kullanılan holden giriliyor. İbadet yerinin merkezine evvelce kürsüyü çevreleyen ve etkileyici biçimde tavana doğru yükselen dört özgün sütun hakim. Sinagog ve kürsünün tavanları çeşitli yazılarla süslü, kutsal kitabın muhafaza edildiği bölüm bir ahşap yapı ile çevrili, daha ilerideki bir dönemde her iki tarafına birer kürsü daha eklenmiş. 14. ve 15. yüzyıllarda İzmir’e gelen Müslümanların şehirde cami olmaması nedeni ile ibadet için bu sinagogu kullandıkları da rivayet ediliyor. Bir başka gün, bir etkinlik için Sinyora Sinagogu’ndaydım. Güzel bir bahçeye açılan sinagogun 17. yüzyıl yapısı olduğu düşünülüyor. Geniş ibadet yeri tarihi manzara resimleriyle süslenmiş. İzmir 16. yüzyıl mimari özelliklerini taşıyan sinagogların günümüze kadar gelebildiği tek kenttir. Kemeraltı’ndaki tarihi sinagoglar, acilen korunması gereken tehlike altındaki mekanlardan biri olarak Dünya anıtları İzleme örgütünün 2004 yılı listesine girmiştir. Havra Sokağı, adını çevredeki havralardan alıyor, neredeyse 400 yıllık bir geçmişi var... Zamanında Musevilere ait dükkanları, şaraphaneleri barındıran 136 metrelik sokak, günümüzde balık peynir helva ve sebze satan dükkanlardan oluşuyor. Bölge, kentin turizmi açısından önemli bir alan haline gelebilir. Az ileride Agora ve Kadifekale etekleri ile de birleştiği düşünülürse, önemi daha da derinleşiyor. Genel olarak, hayal ediyoruz, uygulamaya başlıyoruz hatta da uyguluyoruz... Ancak kentin bu bölümünde bugün kimler yaşıyor? Bizler oraya vardığımızda nasıl bir ortamla karşı karşıyayız? Gibi sorular ile “turizme kazandırılma” başlığı üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Binaların restorasyonu bir kazanımdır ancak, gece Agora, Ayavukla Kilisesi civarı, Kemeraltı’nda bir konser ya da bir aktivite izlemek için dolaşmak çok ta huzurlu olabiliyor mu? Kolay olmamakla beraber kentin sosyolojik yapısı gözden geçirilerek güvenli ve konforlu alanların sağlanması, binaların iyileştirme projeleri ile birlikte ayrı bir çaba ve çalışma gerektiriyor. Her şeye rağmen, gösterilen gayret ve emeğe ve kentin kültürel yaşamına katkıları olan herkese başta yerel yönetimlerimize bir kentli olarak minnettarız. Dileriz zaman içinde söz ettiğimiz bölgede, güç birliği ile Agora, Sinagoglar, kazıları süren Antik Tiyatro, Kemeraltı ile birleşerek konak meydanında Körfez ile buluşurlar. Ve bu değerli aks üzerinde arkeoloji, modern sanat vb. gibi alanlarda kaliteli müzeler oluşur. Turizm değerlidir ancak bir ülke veya bir kentte öncelik; orada yaşayanların mutluluğudur.