TEMMUZ2019 Yayın Kurulu
Sıcak günleri özleyenlere..
Bu sayıda yaz sıcaklarını bahane ederek size tatil önerisi yaptığımız bir konu ile başlamak istiyoruz. Siyasi gündemden, saat başı değişen son dakika haberlerinden, bir yerlere yetişme telaşından uzaklaşmak ve en önemlisi bütün bir yıl beklediğimiz aile buluşması için kendimizi Tanrıça Artemis’in koruduğu adaya attık. Leros, Bodrum'a yakın sakinlik arayanlar için mükemmel bir tatil beldesi... Adanın pırıl pırıl denize sahip koyları ve menülerinden keyif alacağınız tavernaları sizi bekliyor. Uygarlık tarihinin vahşetine inanmakta güçlük çekiyoruz değil mi? Hiç insan hayvanat bahçelerini duydunuz mu? Bu hayvanat bahçeleri 20. yüzyılın en korkunç uygulamalarından biri. Afrikalı ve Asyalı insanların batılılar görsün diye kafes gibi alanlarda sergilendiği günler çok uzaklara değil, 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. Daily Mail'in haberine 20. yüzyılın başlarında milyonlarca kişinin ziyaret ettiği bu 'insanat' bahçeleri hem Amerika'da hem de Avrupa'da bulunuyordu. “Zoos Humains” tabiri günümüzde kullanılmasa da bundan 70 yıl önce hayli revaçtaydı. Raşel Rakella Asal'ın yazısını ilgiyle okuyacaksınız. "Toplumda kadınla erkeğin duruşu iki güçlü yapı şeklinde olmalı… Erkekler ve kadınlar bir arada, elele iki güç olmalı… Toplumu oluşturan iki yapıyız biz. Birinin güçlü diğerinin güçsüz olmasını kabul etmiyorum. Bu toplumun gelişmesi, güçlenmesi için kadının da erkeğin de güçlü olması lazım." diyen Neptün Soyer Temmuz ayının söyleşi konuğu... Sağlık alanındaki işlevini tamamlamış olan 168 yıllık Gureba-ı Müslimin Hastanesi, sakladığı hatıralar ve İzmir’in sağlık tarihine katkıları nedeniyle korunup, kollanmayı hak etmektedir. Burayı, Oregon State Hospital Museum, Barselona Hospital de Sant Pau, Royal London Hospital Museum gibi tüm dünyadaki örneklere benzer şekilde düzenlenmenin zamanı geçmektedir. Eski adıyla “Kasaba” Manisa’nın Turgutlu ilçesi 7 Eylül 1922 yılında düşman işgalinden kurtulurken, Yunan askerleri tarafından çıkarılan yangın sonrasında tamamıyla yakılmış ve yıkılmış bir kent. Işık Teoman Turgutlu’da bir kent turu gerçekleştirdi. Marshall yardımının ülkemizde yarattığı tahribatın çözümünün adresi bir İzmirlidir: Osman Nuri Koçtürk 1949-1953 yılları arası ABD/Missouri Üniversitesi Beslenme Kürsüsü’nde misafir öğretim üyesi olarak bulunur. Yurda dönüşünde beslenme konusunda bilimsel içerikli kitaplar yazar konferanslar verir; hayatı boyunca doğru bildiği yoldan şaşmaz ve başı dertten kurtulmaz. Tarhanadan soyaya, süt tozundan mısıra, buğdaydan bağımsız tarım-bağımsız ülke idealine tarıma dair her konuda bilimsel ve yerel tezler üretir, yabancı hayranlığına itiraz ve isyan eder. Koçtürk'ü tanımaktan onur duyacaksınız... Sevim Özkal'ın bu sayıdaki konuğu Hakan Urgancı. Spiker, yazar, eğitimci, köşe yazarı. TRT Radyo 1’in en uzun soluklu kuşak programı “Gecenin İçinden” ekibinin sesi Hakan Urgancı söyleşisini keyifle okuyacaksınız. Bazı şarkılar vardır, ilk duyduğunuz anda sizi yakalar ve her dinleyişinizde sizi farklı etkiler. Leonard Cohen benim için böyle şarkıları söyleyen bir sanatçıdır. Onu herkesten ayırıp özel kılan nedir acaba? diyor Raşel Rakella Asal. Çalışmalarına 2012 yılında İzmir’de başlayan, güncel metinleri sahneye taşımayı ve yenilikçi, çağdaş, özgün oyun tasarımları ile seyirciye yeni deneyimler kazandırmayı amaçlayan Tiyatro4, tiyatro oyunlarının yanı sıra, sosyal içerikli sanat projeleri tasarlıyor. Bu söyleşide Tiyatro4'ün kurucuları Kağan Uluca ve Derya Efe Uluca ile birlikteyiz. Agora sinemanın seçkilerini incelemeyi ihmal etmeyin... Tatiliniz İzmir Life ile geçsin...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.