TEMMUZAGUSTOS2024 Yayın Kurulu
Yeter artık
Yeter artık sonbahar gelsin diyenler parmak kaldırsın! Artan sıcaklıklar herkesi etkiliyor. çalışma direncini ezip geçiyor adeta... İnsanda hareketsiz kalma isteğini artırıyor ve biz size yaz sayımızı hazırlıyoruz.... Vali Kaz›m Paşa’n›n İzmir ve çevresindeki kalkınma modeli kalkınmanın köylerden başlaması ilkesine dayalıydı... Bu ilkeyi uygulamak için Ödemiş ile Bozdağ arasındaki köyler pilot olarak seçilmişti... Hilmi Baküs'ten bir "Eskiden" yazısı. Yeni vergi paketinde yer alması beklenen zamlı yurt dışı çıkış harcı için Gelir İdaresi Başkanlığınca, 150 TL olan ‘Yurt dışı çıkış Harcı’nın yükseltilmesi önerisinin gündeme gelmesi yurt dışında da yankı uyandırdı incelemesini Fulya Omaç yazdı. Geleneksel Samos Gezisi... Son aylarda Türklerin Yunan adalarına akını başlıca gündemlerden biri oldu. Herkesin dilinde, "Şunu yedim, bu kadar ödedim. Şemsiyeler bedava, hizmet süper" lafları... Evet, deniz aynı deniz ama farklı olan çok şey var. İşte size bir ada gezisi ve farklı olanlar... Kökler dizimizin yeniden yayınında bu ayın konukları Bengisu Ailesi Bayraklı Belediyesi işbirliği ile hayata geçen TOBAV Mandolin Orkestrası, İzmir ve yurdun çeşitli şehirlerinde verdiği konserlerde marşlar, valsler, dünya klasikleri ve film müzikleri seslendiriyor. Orkestranın başarılı şefi Uğur Sayınbatur ile gelecek planları üzerine keyifli bir sohbet yaptık... Kentin yeni cazibe merkezi olan İzmir Kültür Sanat Fabrikası (İKSF), bir müze olmaktan öteye yüzlerce kitaplık kütüphanesiyle tam bir araştırma merkezi. Müzenin koridorlarında benim gördüğün en güzel şey ise ilkokul çağındaki ziyaretçiler... Müzelere gitmek orada geçmiş yaşama dokunmak, insanlık tarihine ilişkin bilgilerle donanmak küçükler kadar büyükler için de keyifli olmalı... İKSF'yi henüz ziyaret etmediyseniz, orada güzellikler sizi bekliyor... A.Nedim Atilla "Sürdürülebilir Gelecek" köşesinde; "Çevre koruma kaygıları ile sanatın bir araya gelmesi, hem estetik açıdan güzel hem de çevresel açıdan son derece önemli bir birleşim" diyor TEMA Vakfı, bu yıl 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nde, gezegenimizin yaşam kaynağı olan toprağın geleceğine odaklanarak “Toprak için bir olalım” çağrısında bulundu. İzmir’de, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Türk mutfağı, dünya mutfakları yemek tariflerinin yer aldığı binlerce kitaptan oluşan, gastronomi alanında eğitim gören öğrenciler, akademisyenler ve sektörde çalışanlar için hazine değerinde bir Gastronomi Kütüphanesi var. Çok emek… Bu emeğin sahibi inşaat mühendisi Ayşen Nazlı ile Zeynep Omay konuştu. Ağustos ayı, tam da zamanı. Midyenin en etli, yağlı ve lezzetli dönemi kasım ayı sonuna kadar sürecek... Ülkemizde o kadar çok değerli arkeoloji müzelerimiz var. Mehmet Gülümser o müzelerdeki binlerce müthiş heykelden birini size tanıtıyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde görüp hayran kaldığı mitolojik Tanrıça Tike. Sanatçı ile izleyici arasındaki ilişki 1960’larda yoğunlaşır. Bu görüşün hararetli savunucusu Marcel Duchamp’dır. Ona göre sanat eserinin yaratım öyküsünün başlangıcı sanatçı, sonu da izleyicidir. Raşel Rakella Asal "Sanatta etkileşim" konusunu ele aldı. Kitap seçkimiz son sayfamız ama siz yandaki ilana da bir göz atmadan geçmeyin... Sıcaklar sizden uzak olsun...
E-DERGİ İzmir Life şimdi internette.
Tıklayın, okuyun...
Eylül/Ekim 2025 sayısında neler vardı göz atın!
AYIN MEKANLARI GÜL KEBAP

İşte istisna mekânlardan biridir Gül Kebap... Kuruluş tarihi 1949. Gül Kebap’ın özelliği sadece “iyi köfte” yapıyor olması değil. Gül Kebap yetmiş altı yıldır aynı yerde ve dördüncü kuşağın yönetiminde. “Sefer tası” misali üç katlı daracık mekânında müdavimlerinin vazgeçemediği adres. Hayranlık uyandıracak bir çaba değil midir bu? İşini, kalitesini koruyarak yapan tam bir aile işletmesi… Kurucu Mehmet Ali Gülgeze, Girit’in üçüncü büyük şehri Resmo’dan İzmir’e göçle gelmiş. Çanakkale’de savaşmış. Bayrağı, ikinci kuşak oğulları Mustafa ve Muhsin Gülgeze devralmış… Ardından torun Hüsnü Gülgeze. Ve bugün dördüncü kuşak Hüsnü’nün oğlu Burak Muhsin işin başında. “Bir Kemeraltı klasiği” olarak Gül Kebap, esnaf lokantası köfteciliğini ilk günden bugüne değişmeyen formül ve sunum geleneğiyle tavizsiz sürdürüyor.

FİLİBELİ HAN

Filibeli Han Eski İzmirlilerin hatıralarındaki Şükran Oteli, özenli bir yenileme süreci sonrasında sahiplerinin soyadını alan "Filibeli Han" Kemeraltı Çarşısı'nın yeni cazibe merkezi olarak hizmete açıldı. Günümüz ihtiyaçlarına uygun yiyecek içecek mekanlarının yer aldığı Filibeli Han'ın üst katı da keşke çeşitli el sanatları üretiminin yapıldığı atölyelere açılsa... Bizim dikkatimizden kaçmış olabilir ama binanın kısa bir tarihinin yabancı dilleri de kapsayacak şekilde bir köşede yer alması çok doğru olurdu diye düşünüyoruz.

BOŞNAKYA

Boşnakya Filibeli Han'ın yan sokağa açılan çıkışında sevimli olduğu kadar lezzetli ürünler sunan "Boşnakya" isimli bir mekan var. Kıymalı Boşnak böreği, peynirli, patatesli ve patlıcanlı börekler, yaprak sarma ve haşhaşlı börek gibi lezzetlerin ağız sulandırdığı mekanda demli bir çay veya reyhan şerbeti yanında poğaçalar ve harika tatlılar deneyebilirsiniz.Antakya'nın çıtır kabak ve kömbesi, bougatsa Selanik tatlısı, medovik Rus pastası, triliçe tatlıları sizi bekliyor. Cuma günleri menüye mantı da ekleniyor. Boşnakya'ya uğramayı ihmal etmeyin.