OCAK2022 Prof. Dr. Levent Kırılmaz
Tekâmül
TEKÂMÜL Sözcük karşılığı olgunlaşmak, evrimleşmek anlamına gelen “tekâmül” kelimesi, ruhsal bilgi sistematiği içinde özel olarak ruh varlığının madde evrenlerindeki bütün faaliyetini yani bir anlamda onun evrenlerdeki sonsuz yolculuğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Maddi hayat ruhların tekâmülü içindir ve bu hayatın sonsuz şekilleri tekâmülün sonsuz aşamalarını oluşturur. Her şey yetmiş ya da seksen yılık tek bir dünya hayatı içinde bitemez. Bu kadar kısa bir yaşam zarfında gereken bütün yaşam derslerinin öğrenilebilmesi imkânsızdır. Her hayat ruhun maddi oluşumlar içinde gerçekleşen tekâmül aşamalarından birini tamamlamak için bir araçtır. Bir tek hayat ruhun bütün tekâmülü ihtiyaçlarına cevap veremez. Bu sebeple ruhun ikinci bir hayatta yaşaması, birinci hayatta yaşamasını doğuran sebeplere bağlı zorunluluktan ileri gelir. Her enkarnasyon bir öncekinden yüksektir. Bunun ölçütü zenginlik, maddi bir büyüklük değil, maneviyat ve kudrettir. Tekâmül, ruhsal bilgi açısından özel olarak ruhun madde evrenlerindeki bütün faaliyetlerini yani bir anlamda onun evrenlerdeki sonsuz yolculuğunu ifade eder. Tekâmül, ruhun madde evrenleri içerisinde deneyler ve gözlemler yaparak, kendisi dahil bilinen ve bilinmeyen bütün varlıkları meydana getiren Yaratıcısının sonsuz hikmetini tanımak için maddeyi adeta bir ayna gibi kullanması ve böylece kendisi ve diğer varlıklar hakkında daha fazla bilgi sahibi olarak olgunlaşması faaliyetidir. Tekâmül bakımından bireyler amaç, toplum ise bir araçtır. Bizim dünyadaki yaşayışımız tamamen bireysel tekâmülümüz içindir. Tekâmül her ne kadar lineer, ard arda basamaklar çıkıyormuş gibi gözükse de aslında böyle değildir. Basamaklar şeklinde tekâmül yoktur. Tekâmül, bir yasaya uygun olarak sürekli ve derece derece gerçekleşen bir değişimdir. Tekâmülün derece derece olma zorunluluğu vardır. Bir dereceden daha yukarı dereceye çıkabilmek için ruhun bir dünyada birçok kez maddi şartları değiştirerek yaşaması gerekir. Ruhlar bu şekilde sürekli gelişen bir şekilde yükselerek yaşarlar. Ruhların bir dünyada tekrar tekrar doğmasına, enkarnasyon (bedene girme), dezenkarnasyon (bedenden çıkma) ve reenkarnasyon (tekrar bedenlenme) halleri denir. Bizler evrenin bilgisini almak için gelip gidiyoruz. Bunun için ruhun bir bedene enkarne olması gerekir. Ruhun tasavvurları, istekleri ve arzuları ancak bir beden içinde yeryüzü maddesini kullanarak meydana gelir. Tekâmül bütün biyolojik evrimin oluşma sebebidir. Dünya hayatı ruhun tekâmülüne hizmet eden bir araçtır. Biyolojik varlıkların gelişiminin temelinde ruhun kendini geliştirme amacı yatar. Kendini geliştirebilmek, maddeye olan hâkimiyeti daha derin, daha kapsamlı hale getirebilmek için maddeden meydana getirilmiş aracın da o nispette gelişmiş, güçlü ve işe yarar olması gerekir. O halde spiritüel gelişim dolaylı olarak fiziksel gelişmeyi yani dünya varlıklarının da gelişmesini meydana getirmektedir. DNA ların etkilenmesiyle de başka bir nesilde daha güçlü varlıkların birbirine dönüşmesine sebep olmaktadır. Bu tabiatın ayıklamasıyla gerçekleşecek bir şey değildir, doğa bunu yapamaz. Doğal seleksiyon dediğimiz şey doğrudan doğruya ruhsal varlık tarafında meydana getirilir. Zor doğa koşullarına uyum sağlamada zorlanan beden spiritüel açıdan seleksiyona uğrar ve ruhun tekâmül etmesine izin verecek yeni beden ruha hizmet eder. Doğan insanların çoğu, neden doğduğunu, hangi amaç için doğduğunun pek farkında değildir. Ancak eğer yeryüzünde gerçekten kendi zekâsını, aklını, iradesini, sağduyusunu kullanır ve iyi bir çabayla hareket ederse, belki zaman içinde kendisine ipucu verilebilir. Gerçek hizmetinin, gerçek istikametinin hangi yönde olduğu, hareketlerini neye göre düzenlemesi gerektiği hakkında bir ilhama ve sezgiye, bazen olaylar bazen de herhangi bir kişinin uyarısı ile ulaşabilir, gideceği yolu öğrenir. Tekâmülde reenkarnasyon zorunluluğu vardır. İnsan ruhunun maddi hayatı, halkaları nerede başlayıp nerede sona erdiği belli olmayan bir zincire benzer. Her tekâmül aşaması bir zincirin halkası gibidir. Bir zincirin halkaları nasıl birbirine sıkıca bağlı ise genel hayat zincirinin maddi dünyadaki halkaları da sebep sonuç yasası (karma) ile birbirine öylece bağlanmıştır. O şekilde ki, bunlardan birisi kendisinden sonra gelecek halkanın sebebi olur ve sonuç tarzında birbirleriyle ilişkilidirler. Yani reenkarnasyonlar, yine insanın kendi eliyle, iradesiyle, isteğiyle ve vicdanıyla yapmış olduğu hareketlerin sonucunda meydana gelir, zorlama yoktur. Her bir reenkarnasyon, yerini kendisinden daha yüksek bir realiteye terk eder. Tekâmül, ruhların ancak maddi kâinatla olan ilişkileri bakımında söz konusudur. Yani ruhun tekâmülü demek, onların maddelerle olan ilişkilerinin de tekâmülü demektir. Biz bu yüzden tekrar doğuyoruz. Maddeyi tanımak ve maddeyi öğrenmek, ona hakim olmak, onun efendisi olmak zorundayız. Ruhların tekrar bedenlenmeleri esnasında seçtikleri beden ve hayat şartları, keyfi, rastgele arzulardan ibaret olmayıp insana zorla kabul ettirilmiş değildir. Bunlar, ruhların tekâmül dereceleri ve ihtiyaçlarına uygun olarak ruhsal planda belirlenir. Reenkarnasyonda kural şudur: Bir hayatın neticesi gelecek hayatı hazırlar ve bir hayat kendisinden önceki hayatın sonucudur. Kaynaklar: Ergün Arıkdal, Tekâmül-Ruhun Evrensel Yolculuğu, Enstitü Yayınları, 2018. Neale Donald Walsh, Tekâmül yolu, Deren matbaacılık, 2020