MART 2020 Yeni yılın üçüncü ayına da yurdumuz kargaşa ve acılı günler ile başladı. İzmir Life mart sayısında da sizi birkaç okuma zamanında sıkıntı ve stresten uzaklaştırmaya çabalıyor... Tabii gerçeklerden uzaklaşmadan... Daha özgür bir Türkiye için özlemimiz sürüyor...
27. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİ27. İZMİR AVRUPA CAZ FESTİVALİİzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV), İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlediği 27. İzmir Avrupa Caz Festivali 03 -19 Mart 2020 tarihleri arasında yapılacak. İzmir İtalya Konsolosluğu, İzmir Fransız Kültür Merkezi, Avusturya Kültür Ofisi, Goethe Enstitüsü İzmir, İsviçre İzmir Fahri Konsolosluğu, Polonya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu ve İzmir Fahri Konsolosluğu, İstanbul Dimitrie Cantemir Romen Kültür Merkezi işbirliğiyle düzenlenen Festival,3 Mart 2020 Salı günü AASSM’de yapılacak sergi açılışı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı “Deniz Yıldızları” Caz Orkestrası & Hüsnü Şenlendirici konseri ile başlayacak. 27. İzmir Avrupa Caz Festivali, dokuz konser, bir jam session, bir sergi, bir seminer, bir söyleşi, bir film gösterisi ve çeşitli atölyelerin yer aldığı programıyla İzmirlilere unutulmaz bir caz festivali yaşatacak.
ENDER YORGANCILARENDER YORGANCILARYorgancılar: “Dünyayı arşınlamadan iş yapmak artık mümkün değil” Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Türk iş insanlarının dünyayı iyi okuması gerektiğini belirterek, dünyayı arşınlamadan iş yapmanın artık mümkün olmadığını söyledi. Kemalpaşa Sanayici ve İş İnsanları Derneği (KESİAD) tarafından Ramada Kemalpaşa Oteli’nde düzenlenen ekonomi sohbet toplantısına katılan Yorgancılar, 2020 yılı Küresel ve Türkiye ekonomisi öngörülerini iş insanları ile paylaştı. Dünyanın teknoloji ve bilim sayesinde büyük bir değişime uğradığını dile getiren Yorgancılar, “Türkiye, bilim ve tekniğin ışığında dünyadaki hak ettiği yere kavuşabilir. Eğer bulunduğumuz konumdan memnun değilsek, Güney Kore ve Singapur gibi örneklere iyi bakmamız gerekiyor. 2020 yılında Avrupa ve Afrika pazarlarında gerçekleşecek büyümeler Türkiye için güzel bir fırsattır. Türk iş insanları dünyayı iyi okumalı ve bütün dünyayı arşınlamalı. Bunu yapmayanlar küçülmeye mahkum” diye konuştu.
MEHMET SEPİL VE GÖZTEPE'NİN HEDEFLERİMEHMET SEPİL VE GÖZTEPEGöztepe ve Türkiye Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil: "Göztepe'yi ayakta tutan, işlerin kötüye gittiği zamanlarda kendiliğinden oluşan ve "İsyan Marşı"na kadar giden dirençtir." İzmir'in temel hedeflerinden biri de spor kenti olmak. Amatör sporlarda yaşanan bireysel başarılar ve birkaç takım başarısı yanı sıra son yıllarda İzmir futbol kulüplerinin altyapı yatırımları, stat yatırımlarının hızlanması kentin spor dünyasında bir heyecan yarattı. Bu heyecanda büyük payı olan Göztepe Spor Kulübü'nün başkanı ve yakın zamanda Türkiye Kulüpler Birliği başkanlığına seçilen Mehmet Sepil ile ağırlıklı Göztepe olmak üzere kentin spor ekonomisinin gelişmesi üzerine koyu bir sohbet yaptık. Keyifle okuyacaksınız umarım.
BAŞKAN SOYER İLE TARİH GEZİSİBAŞKAN SOYER İLE TARİH GEZİSİBaşkan Tunç Soyer'le eski İzmir sokaklarında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'le Eşrefpaşa Caddesi'nde buluşup mini bir gezi yaptık. Geziye Sakarya Mahallesinden başladık, bunun nedeni başkana çok kültürlü bir mahalleden günümüze kalanları göstermekti. Taşıyıcı duvarları ve tevasının dört sütunu halen ayakta olan Sonsino Sinagogu ilk ziyaret ettiğimiz yer oldu. Çöplük olan tarihi mekânı nasıl gezdireceğimi düşünürken Başkan benden önce davranıp tonozlu sinagogu incelemeye başladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın enerjisinden aldığım cesaretle kendisini henüz tanımlanması yapılmamış başka tonozlu yapıya davet ettim. Mülkiyeti özel şahıslara ait olan yapıya girmek cesaret gerektiriyordu. Kentin merkezinde İzmir tarihine, turizmine katkı sağlayacak gizemli mimariyi cep telefonu ışığında görebildik. Başkana sayısı rakamlarla belirlenen tescilli yapı sayısına itibar etmemesini, henüz tescillenmemiş, taşınmaz kültür varlıkları olduğunu örnekler vererek anlattım. Arkasından kapısı penceresi çalınıp yağmalanan Rum Okulu'nu, Küçük Aya Yani Kilisesi'nin kuzey kapısını gösterdim. Başkan Tunç Soyer, mahalledeki binaların Davut yıldızı ve haç motifi işlenmiş mavi kapının tek tek fotoğraflarını çekti. Restorasyonu yeni yapılan Namazgâh Hamamı'na, oradan Kurşunlu Camisi'ne uğrayıp, avlusunda bulunan sadaka taşını gördük. Antik dönemden hatıra kalan 943 Sokak üzerinde sıralanmış cumbalı İzmir evlerine ilgi gösterdi. Anafartalar Caddesi'ne cephesi olan, içerisinde sinagog bulunan Taş Kortijo'nun ana giriş kapısı kapalı olduğu için, içeriye bitişik kapıdan girmeyi başardık. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı burada da ihmali, yıkımı ve define çukurlarını gördü.
DOÇ. DR. NESRİN ÇOBANOĞLUDOÇ. DR. NESRİN ÇOBANOĞLUTıp etiği nedir? Platon’un “Hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır” sözünden yola çıkarak bu sayıda sizlere tıp etiğindeki bazı gelişmelere değinmek istedim. Bu konuda kitaplar yazan, birçok ülkede konferanslarda konuşma yapan, çok sayıda makalesi olan Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı kurucusu ve Anabilim Başkanı Doç. Dr. Nesrin Çobanoğlu ile bir söyleşi yaptım. Kendisini tanımak ve sorularımıza aldığımız cevaplar çok keyifliydi.
ESKİNAZİ AİLESİESKİNAZİ AİLESİSanayide İzmir'in kalbi oldu Eskinazi Ailesi Her gittikleri yerde ticarete yön veren Museviler, İzmir’in sanayi hamlelerine de ön ayak oldu. Binlerce yıl, farklı uygarlıklara ev sahipliği yapan kent toprakları, yeni bir kültürün tohumlarıyla beslenirken, sanayi de istediği tüccar sınıfını kazandı. Eskinaziler bu grupta, üstelik kortejin en önünde yürüyenlerdendi. İzmirli 1950’lilerde file, bez torba ya da kese kâğıdıyla öteberisini taşırken, Moiz Eskinazi, "naylon torba" ile tanıştırdı herkesi. 1965 yılında kurduğu Saf Plastik ile İzmir’den çıkarma yaptı. Bugünse baskı makineleri parçaları üreten Kroma A.Ş. ile, ülkenin "teknoloji geliştirme" konusundaki eksikliğini kapatmak için mücadele veriyor...
KONTEK A.Ş.KONTEK A.Ş.Kontek A.Ş İcra Kurulu Başkanı ve CEO’su Tolga Murat Özdemir: "Geleceği izliyor ve gelecekte oluşabilecek ihtiyaçları öngörerek zamanında gelişme sağlayabiliyoruz." Endüstriyel otomasyon ve güneş enerji sistemleri üzerine faaliyet gösteren Kontek A.Ş. sektörde gelişimini sürdürüyor. 1994 yılında risk alarak kurdukları şirketin geçen yıllar içinde kazandığı deneyimleri ve ilerleyişi ile birlikte gelecek planlarını Kontek A.Ş. İcra Kurulu Başkanı ve CEO'su Tolga Murat Özdemir ile konuştuk.
İZMİR'DE CAMBAZHANELERİZMİROsmanlı ve Cumhuriyet döneminde cambazlar Osmanlı’da heyecan verici gösteriler yapanlar “Cambaz Taifesi” veya “Cambazan” diye anılırlardı. Yüksek kalaslar arasına iki yandan sıkıca gerilmiş “Urgan” denen ipin üzerinde yürüyen cambazlar, ellerine aldıkları “Terazi” adı verilen uzun bir sırıkla denge sağlamaya çalışırlardı. Perendabaz (Takla atan), çemberbaz (Çemberden atlayan), tasbaz (Giysisinden yemek tası çıkaran), zurbaz (Güç gösterileri yapan), kuşbaz (Kuş gösterileri yapan) , gürzbaz (Ağırlık kaldıran), şişebaz (Şişeleri üst üste dizen), hokkabaz (El çabukluğu yapan) gibi göstericiler hünerlerini sergilerlerdi. Padişahların tahta geçme, doğum, düğün, sünnet eğlencelerinde, bayram günlerinde, Ramazan akşamlarında heyecanlı gösteriler yapılırdı. 1877’de Mehmet Şükrü gibi bazı Türkler İzmir’de halka hokkabazlık gösterileri yapmaya başlamıştı. 5 Eylül 1920 Pazar günü Ahenk gazetesinde işgal altındaki İzmir'de İtalyan yetimleri yararına Büyük Bahçe’de at cambazlarının gösteri yapacağı yazmaktaydı.
ESEN DEĞER ALPAGUTESEN DEĞER ALPAGUTTürk Üniversiteli Kadınlar Derneği İzmir Şube Başkanı Esen Değer Alpagut: ''Eğitim; insanı medenileştiren, düşünen bir dünya insanı olmasını sağlayan kalitede olmalıdır'' İzmir Life kadının gelişmesi için faaliyet gösteren derneklerin tanınması için destek vermeye devam ediyor. Sizlere Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) İzmir şube başkanı, Esen Değer Alpagut'la gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi sunuyoruz...
BLAUNDUS ANTİK KENTİBLAUNDUS ANTİK KENTİBlaundus Antik Kenti Uşak iline 40 km mesafede bir doğa harikası olan Ulubey Kanyonu içinde olduğundan en fazla ziyaretçi çeken antik kent olan Blaundus, kanyonda bir yarımada görüntüsündeki tepenin üstünde ve yamaçlarında kurulmuş ve bulunduğu bu konumuyla doğal savunma sistemine sahip. “Blaundus” adının yerli Luvi diline dayandığı ve “Asmalı, Asması Bol” gibi anlamlara geldiği ileri sürülüyor. Yazıtlara, sikkelere ve antik kaynaklara bakıldığında, kentin adının farklı biçimlerde yazıldığı da görülüyor. Helenistik dönem sikkelerinde adı “Mlaundos” olarak geçen kentin adının yerli Anadolu dilinden türetildiği ve daha sonra Grekçe’ye uydurularak “Blaundus” şeklini aldığı da öne sürülüyor. Ancak Roma dönemindeki sikkelerde ise kentin adı “Blaundeon” olarak geçiyor. Coğrafyacı Strabon, ünlü bilgin Batlamyus ve İtalyan bilimci Ptolemaios'un eserlerinde Blaundos adının gaçtiği de biliniyor. 1845 yılında bu kentten geldiği bilinen bir yazıtta da antik kentin adı Blaundus olarak geçiyor.
ŞÜKRİYE GÖKÇEN KAVCARŞÜKRİYE GÖKÇEN KAVCARŞükriye Gökçen Kavcar:''Toplumun kanayan yaralarını bilen sivil toplum kuruluşları daha etkin çalışmalar içinde olmalı'' İzmir’i marka şehir yapma yolunda ilerleyen başarılı kadınlar yazı dizimizin bu ayki konuğu sivil toplum kuruluşlarında büyük bir özveriyle çalışan işletmeci Şükriye Gökçen Kavcar. Aktif ve başarılı bir kadın örneği çizen Kavcar’ın yüzünden sevecenlik akıyor adeta. Söyleşimizden de anlaşılacağı gibi dinamizminin sırrı insana olan sevgisinde ve hizmet aşkında yatıyor. Özellikle çocuklara olan sevgisini ve sorumluluk duygusunu her fırsatta dile getiren Şükriye Gökçen Kavcar'ı tanımakla başlıyoruz sohbetimize…
KUTSAL TESPİHLİ MERYEM KİLİSESİKUTSAL TESPİHLİ MERYEM KİLİSESİKıbrıs Şehitleri Caddesi’ni turlamak, İzmir’de yaşayanlar için her zaman revaçtadır. Bir aşağı bir yukarı giderken arada ya bir kafeye ya da bir pastaneye oturur çay kahve içersiniz. Ara sıra da yan sokaklara girer geçmişten kalan birkaç yapıya da gıptayla bakarsınız. Katolik kilisesi caddeyle iç içe ama yüksek duvarları nedeniyle fark edemiyorsunuz! Oysaki askeri garnizonun tam karşısına şöyle dikkatlice sağa sola bakarsanız, güzel bir bahçenin içinde tarihi kiliseyi görürsünüz. İtalyan Mimar Luigi Rossetti, 18 Ekim 1899 tarihinde Torino Kraliyet Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nü bitiriyor. 18. yüzyıl itibariyle Osmanlı İmparatorluğu’nda sanat ve mimarlık çalışmaları başlamıştır. 1839’da Tanzimat Fermanı ile bu hareketler daha da hız kazanmıştır. Batı’nın teknolojisi, bilim ve kültür değerleri içeri girerken, önceliği daha çok mimari tarz almıştır. 19. yüzyılda, İtalyan mimarların en çok rağbet ettiği şehirlerden biri de İstanbul olmuş. İlk gelenler arasında Damerico Stampa, Mongeri, Alexsander Vallery, Delfo Semimati var ve bu mimarlar İstanbul’da pek çok önemli yapıya imza atmışlar. Rosetti ise 1902 yılı itibariyle İzmir’e geliyor. Mazieres ve P. Vial ile İngeniur-Architecktes adlı şirketini kurup Halkapınar-Yeni Liman tramvay hattını inşa işini almış. İzmir’de en önem verdiği projesi ise İtalyan canlandırması üslubunda tasarladığı bu Katolik kiliseyi 1904 yılında inşa etmiş. 1906 yılında İtalyan Kız Okulu ve Öksüzler Okulu’nun inşasını da bitirmiş. İlk küçük İtalyan Katolik kilisesi, deniz kenarındaki bu alana inşa ediliyor. Bugünkü bu büyük kilise 1904 yılında yandaki arazi de alınarak Bazilikal plana uygun, mimar Rossetti tarafından inşa ediliyor. 1922 yılındaki büyük yangından etkilenmeyen üç nefli iki sıralı sütunlu kilisenin, daha sonraları çan kulesinin üst bölümü 1974 yılındaki depremde yıkılıyor ve betonarme olarak tekrar onarılıyor. Bugün, ayinlerin devamlı olarak sürdüğü yaşayan bir kilise... Çünkü kilisenin bin beş yüze yakın cemaati olduğu söyleniyor. Kilise, günümüzde İtalyan Katolik Kilisesi olarak bilinse de asıl adı “Kutsal Tespihli Meryem Kilisesi”dir. Yapımı İtalyan Dominiken tarikatı mensuplarınca finanse edilmiş. Kilise bu ilginç adını Apsis’de tuval üzerindeki ‘Bakire Meryem’’in, tarikat kurucusu Dominik’e ve Katerina’ya kutsal tespihi sunuş efsanesinden almış. Yağlı boya tablo İtalyan ressam Luigi Mongari tarafından yapılmış.
KALEM: DOĞU YÜCELKALEM: DOĞU YÜCELDoğu Yücel’in “İnanması güç, gerçeği eğip büken hikâyeleri” Yazar, senarist, müzik yazarı Doğu Yücel. İzmir'de çocukluk ve gençliğini geçiren Yücel ile son öykü kitabı "Öldüğünü Google'dan Öğrenen Adam ve Diğer Tuhaf Hikâyeler”i konuşmak üzere bir araya geldik Tiyatro sanatçısı Erkan Yücel ve yazar, eleştirmen, çevirmen Şükran Yücel'in oğlu olan Doğu Yücel'in çocukluğu, sanatla iç içe bir ailede sahne, sinema, kalem, kâğıt, daktilo ve masadan oluşan bir oyun alanında geçti. İzmir Amerikan Koleji ve Dokuz Eylül Üniversitesi iktisat fakültesini bitiren Yücel kaçınılmaz bir son olarak yazar olmayı seçti. Ve gelsin sorular diyoruz...