ARALIK 2019 Kentin tarımda yükselişinden, kadın hakları dizisine, ekonomi haberlerinden efsane dizimiz köklerde Katipzadeler bölümüne, gündem haberlerinden, kültür sanata İzmir'in en çok okunan dergisi Aralık sayısı ile yine keyifle okunacak kıvamda...
TARIM YÜKSELECEKTARIM YÜKSELECEKTarım nasıl yükselecek? Bu ülkede özgürlüğün simgesi kentlerin sıralamasında her zaman ön planda olan İzmir, kent ekonomisinde tarımı bulunduğu yerden yukarıya çekmeye başladı. Üretim ekonomisine dört elle sarılmanın ilk durağı olan tarımın, İzmir ekonomisine çok yönlü olumlu katkı yapacağı bir gerçek... Kentin tarım üretiminin yükselmesi, gelir yönüyle ilk katkıyı yapacak. Kentli için sağlıklı ve ucuz gıdaya erişim kolaylaşacak. Tarım ürünlerindeki artış, tarıma dayalı sanayi üretiminde de yeni hedefler konmasını sağlayacak. İzmir'in tarım ürünleri ihracatında da gelişmeler olacak. Tarım, tabii ki çoğunlukla mevcut ve yeni kurulacak kooperatifler tarafından yürütülecek ve üretici gelirinin hakça ve karlı olarak paylaşılmasını sağlayacak. Veeee! En önemli sonuç; tarım istihdamı artıracak. İzmir'in mahalleleri haline gelen köylerimiz yeniden canlanacak. En büyük umudumuz belki de yerine gelecek. Yani gençlerimizin tarıma ilgileri artacak. Şimdi gelin küçük pencereler açarak ülkemizde ve İzmir'de tarımın yükselişine tanıklık yapalım ve mümkünse herkesin bu yükselişe ortak olması için çaba sarf edişine önayak olacak önerilere göz atalım...
EUROVELO İZMİR ROTASIEUROVELO İZMİR ROTASIİzmir Avrupa bisiklet rotasına dahil edildi Avrupa Bisikletçiler Federasyonu, İzmir'in Avrupa Bisiklet Rotası Ağı’na eklenme talebini kabul etti. Böylece İzmir Türkiye’den ağa katılan ilk kent oldu. Bergama ve Efes antik kentlerini birbirine bağlayan bisiklet rotası, sürdürülebilir turizm ve ulaşıma da katkı sağlayacak. EuroVelo yetkilileri, İzmir'deki 500 kilometrelik bisiklet rotasının EuroVelo 8-Akdeniz rotasının devamı olarak ağa katıldığını açıkladı. Böylece İzmir, yılda yaklaşık 7 milyar avroluk ekonomik büyüklüğe sahip EuroVelo’ya Türkiye'den katılan ilk kent oldu. EuroVelo 8- Akdeniz Rotası, 500 kilometrelik İzmir güzergahının eklenmesiyle 8 bin 60 kilometreye çıkıyor. Hala devam etmekte olan “MEDCYCLETOUR” projesi kapsamında geliştirilen Türkiye'deki bu yeni rotayla İzmir, limanları üzerinden Yunanistan'ın Ege Denizinde bulunan adalarına feribot seferleriyle bağlanıyor. Dikili'den başlayarak Efes antik kentine uzanan İzmir rotasında bisikletli turistler, Bergama, Aliağa, Foça, İzmir merkez, Balıklıova, Alaçatı ve Sığacık'tan geçerek Selçuk'taki Efes antik kentine ulaşıyor.
KENİZE MURADKENİZE MURADKenize Murad Kenize Murad ile bir öğleden sonra buluştuk... Kendisi, Alsancak’ta bir süreliğine kiraladığı dairede zaman zaman İzmir’de yaşıyor. Bu geçici mekânı, aile yadigârı fotoğrafları ile kendi yaşamına bağlarken ben de onunla birlikte tarihin sayfalarında yolculuk yapıyorum. Yıllar önce yazmış olduğu “Saraydan Sürgüne” adı ile Türkçeye çevrilen, annesi Selma Sultan’ın kısa ve bahtsız hayatını hikâye eden, özellikle de Türk okuyucuyu çok etkileyen romanı hafızamda canlanıyor… Bugün hayatta olmayan, kendi annemin anlattıkları da bu hikâyenin içinde kendilerine yer açıyor. Anneannemin büyük teyzeleri, saraya gelin ve sütnine olan güzel, asil Çerkez kızları... İçlerinden birinin soyadı '… mecid' ile biten bir şehzade ile evliliği, Paris’e sürgüne gönderilmeleri ve iki oğullarının olması… Bildiklerim sadece bunlardan ibaret. Kendi düşüncelerimden sıyrılıp Kenize Murad’a dönüyorum… Karşımda zarif, güzel, narin, kültürlü, asil bir hanımefendi… Derin ve şefkatli bakışları ile insanı etkiliyor. Narin ama bir o kadar da güçlü bir kadın. Onun yanında, hüzünlü bir geçmişe yolculuk yapıyorum…
MEHMET NANEMEHMET NANEKanatlı at yüksek uçuyor! Biraz erken olmakla birlikte şimdiden açıklayabilirim. 2019’da bence yılın şirketi Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş. yılın yöneticisi de Pegasus’un CEO’su Mehmet Nane. Nedenini şöyle özetleyebilirim: Ekonomik açıdan zor bir yıl… Sektör her zaman zorlu bir sektör… Yeni hava limanına taşınma nedeniyle ilave zorluklar yaşanmış. Sektörün büyük abisi THY zorlanıyor… Böyle bir iklimde Pegasus’un gösterdiği finansal performans çok etkileyiciydi. Bu performansın ağırlıklı olarak 2016 Mart’tan beri şirketin tepe yöneticisi olan Mehmet Nane’nin eseri olduğunu düşünüyorum. Pegasus’un Borsa İstanbul’daki yükselişi yılbaşından bu yana dikkat çekiyordu. Fiyat üç katına çıktı. Şirketin değeri 2,5 Pegasus = 1 THY noktasına kadar yükseldi. Geçen hafta açıklanan bilanço yükselişin boşuna olmadığını gösterdi. Bilançoyu görünce e-posta yoluyla CEO Mehmet Nane’ye ulaştım. Kendisine şirketin dünü, bugünü ve yarınıyla ilgili üç soru sordum. Sayın Nane de sorularımı samimiyetle cevapladı.
NİLAY KÖKKILINÇNİLAY KÖKKILINÇNilay Kökkılınç: “Siyasette kadın olmak zor ama kadınlar siyasete girmeli” İzmir’i, marka şehir yapma yolunda ilerleyen başarılı kadınlarla yapacağımız söyleşiler dizisinde bu ayın konuğu genç bir kadın siyasetçi: Nilay Kökkılınç. İsmini 2019 yerel seçimlerinden sonra daha sık duymaya başladığımız Kökkılınç, Türkiye’nin üçüncü büyük kentinde önemli bir görevin başında. İzmir Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı olan Kökkılınç’la buluştuğumuzda dinamizmi ve güler yüzü, bize güzel işler başaracağı yönünde enerji veriyor. Kökkılınç ile sohbetimiz sırasında bu zor dönemde siyasete girmiş olmasının takdire şayan olduğunu düşünürken kendisi de bu düşüncemi onaylarcasına konuşuyor.
SİLAHÇIOĞLU HANSİLAHÇIOĞLU HANSilahçıoğlu Han'da Akşam Kız Sanat Okulu anıları ve Mimar Necmeddin Akdeniz Mahallesi'nde Gazi Bulvarı ve Necati Bey Caddesi'ne cephesi olan, inşasında geleneksel malzemelerin kullanıldığı 1. Ulusal Mimarlık Dönemi yapısı "Silahçıoğlu Han" günümüzde Doğan Güven İş Merkezi adını taşıyor. İç-dış mimarisiyle ilgi çeken kubbeli bina, bir dönem Akşam Kız Sanat Okulu olarak hizmet verdi. Silahçıoğlu Han'ın mermer süslemeli dış cephesi, sütunlu kapı girişleri, çatı silmeleri, kubbesi, kemerli pencereleri, çinileri, merdivenleri, korkulukları, plasterleri, yer karoları, mimarının yaratıcılığını gösteren izler oldukça görülmeye değer. 1940'lı yılların başında tarihi binada açılan Akşam Kız Sanat Okulunda öğrencilik yapmış 1925 doğumlu Münevver Tunalı Hanımefendi bana okulunu anlattı..
KÖKLER: KATİPZADELERKÖKLER: KATİPZADELERKatipzade soyadı bir dönem, tüm Konak Meydanı'nda yankılanıyordu. Bugünkü Hükümet Konağı ve eski Sarı Kışla dahil, alanın tamamı onlarındı. 1804'te yönetimi ele geçiren, zamanın aristokratı, baş ayanı, derebeyi ve voyvodası Katipzade Mehmet (Çelebi) Efendi bir yana, aile 127 yıl boyunca Osmanlı Devleti'nin hemen hemen tüm kademelerinde görev yaptı. Ancak bir zaman gelecek ki, zorbalığından ve hırsından rahatsız olan çevrelerce Katipzade Mehmet Efendi öldürülecek, ailenin ileri gelenleri sürgu¨ne gönderilecekti. Yine de soylarını 1700'lerden alıp, bugüne getirecek; Evliyazadeler'den Uşşakizadeler'e, Kilimcizadeler'den Kapanizadeler'e dek pek çok köklü aileyle akraba olacak, İzmir'in politik, sosyal ve ekonomik hayatını etkilemeye devam edeceklerdi...
TARİHTE MENKUL DEĞERLERTARİHTE MENKUL DEĞERLEROsmanlıların esnekliği ve koşullara kendilerini uyarlama yetenekleri tarihlerinin en başından itibaren en temel özelliklerinden biridir… Osmanoğulları’nın bu pragmatizmi ve esnekliğinin kuruluş döneminde ortaya çıktığının özellikle altı çizilir ve Anadolu'nun kuzeybatısında İslam ile Hıristiyanlık arasında çok esnek bir ortam olduğu söylenir. Tarih kitapları, Osmanlıların 16. yüzyıldan itibaren duraklama dönemine girdiğini yazar. Duraklama dönemi, sonra gerileme dönemi, sonra da dağılma dönemine dönüşür. 300 yıllık süreçte yaşanan bu dönemlere rağmen, imparatorluk asla bitmez. Avrupa'da ve Asya'da aynı dönemdeki diğer devletlere baktığımızda, aslında Osmanlılar bir hayli uzun ömürlüdür. Osmanlı'nın Tanzimat'tan itibaren değişime açıldıkları, bir hayli hızlı tempoda 19. yüzyılda kurumlarını değiştirdikleri söylenir, ama Tanzimat'tan itibaren yaşanan bu kurumsal değişim Osmanlıların daha önceki yüzyıllarda, özellikle 17. ve 18. yüzyılda nasıl bu kadar geniş bir imparatorluğ u bir arada tutabildikleri sorusuna yanıt vermez. Son 15-20 yılda iktisat tarihçileri ve iktisatçılar kurumların ve kurumsal değişimin, uzun dönemli değişiklikleri açıklamak için çok önemli olduğunu vurgular. Osmanlılar aslında pek çok konuya katıya da önceden belirlenmiş, örneğin dini öne çıkaran kurallarla, geçmişe dayanan düşmanlıklarla yaklaşmak yerine, davranışlarını değişen koşullara uyarlamak eğilimindeydi. Bu işi de en iyi yapabildikleri yer “çok dilli, çok renkli” İzmir’di…
SOSYAL MEDYA ÇILGINLIĞISOSYAL MEDYA ÇILGINLIĞIHer an, her yerde görünür olma ihtiyacı... Bu çağda sosyal medyanın amiral gemisi Facebook’u bilmeyen yoktur. Hepimiz Facebook’u nasıl kullanacağımızı az çok biliyoruz ve bu sosyal ağ hakkında çeşitli fikirlere sahibiz. İletinin veya mesajın güncelliği, çekiciliği, erişim hızı, erişilebilirliği, kullanılabilir olması, yenilikçi ve kalıcı olması gibi özellikleri sosyal medyayı çekici hale getiren faktörler arasında. Bugün geldiği noktada yüz milyonlarca kişiyi birbirine bağlayan Facebook ağı, 2004 yılında doğdu. 4 Şubat 2004 tarihinde Harvard Üniversitesi’nde öğrenci olan Mark Zuckerberg tarafından kuruldu. Sitenin amacı bugünkünden çok farklı olmasa da kapsamı oldukça dardı. Mark Zuckerberg, sitesini sadece Harvard öğrencileri için kurmuştu. O zamanki adı “The Facebook” olan web sitesine sadece Harvard öğrencileri kayıt olabiliyordu. Kuruluşundan altı yıl sonra, 2010 yılının Facebook resmi web sitesinde Facebook kullanan milyonlarca insanın, arkadaşlarıyla bağlantısını koruyabildiğini ve sınırsız sayıda fotoğraf yükleyebildiğini, linkler ve videolar paylaşabildiğini aynı zamanda da tanıdığı insanlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olabildiğini yazıyordu. Facebook’un felsefesini oluşturan bu cümleler aynı zamanda Facebook bağımlılığının oluşmasının da temellerini oluşturdu. Bu arada insanlarda Facebook bağımlılığı gelişti. Diğer insanların ne yaptığını izlemek, arkadaşları ile iletişim kurmak, kendisini ifade edebilecek paylaşımlarda bulunmak pek hoştu. Fotoğraflar yükleniyor, Facebook’un temel kullanım özelliklerinden yararlanıyorlardı. Herhangi bir ücret talep etmeden hizmet veren bu platform son derece kolaydı
ÇÖPSÜZ BAKKALÇÖPSÜZ BAKKALDuyarlı tüketicilerle doğa dostu üreticiler arasında bir köprü kurmak amacıyla İzmir'de kurulan Çöpsüz Bakkal Türkiye’nin ilk sıfır atıklı bakkalı... Dünyanın büyük tehlike altında olduğu gerçeğinin farkında olan gruplar artık "sıfır atık" uygulamalarının peşinden koşuyor. Dünyadaki sıfır atık bakkal veya market örneklerinin bir benzeri de İzmir Foça ilçesindeki Bağarası Köyü’nde açıldı. Şehirdeki hayatlarını terk ederek Bağarası Köyü’ne yerleşen Ayşegül Ünver, Menekşe Onukar, Ayşegül Sedlacek, Ebru Güvenç, Ful Büge yakın zamanda da Türkiye’nin ilk sıfır atık temelli bakkalını açtılar. İsmini de Çöpsüz Bakkal koydular.
SIFIR GELECEKSIFIR GELECEKSıfır atık (zero waste) mantığıyla işletilen bakkalda geri dönüşümsüz hiçbir madde kullanılmadan üretilen yerel üreticilerden elde edilen ürünler satılıyor. Beş kadın girişimcinin temel amacı yöredeki çiftçileri organik üretim konusunda teşvik etmek, yetiştirdikleri ürünlerden gelir elde edebilmelerini sağlamak ve yöredeki kadınlar için de el emeklerini sergileyebilecekleri bir alan oluşturmak. Aynı zamanda sıfır atık mantığıyla geri dönüşümsüz hiçbir materyal kullanmadan yeni tüketim anlayışına örnek olmak… “Ya Sıfır Karbon, Ya Sıfır Gelecek” İsveçli Greta Thunberg’in geçen yıl İsveç parlamentosu önünde başlayan ve her cuma devam eden iklim için okulu bırakma eylemleri Türkiye dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanına hızla yayıldı. Thunberg yaşıtı pek çok öğrenci iklim krizine karşı somut adımların atılması talebiyle iklim grevine çıktı. Daha önce 15 Mart ve 24 Mayıs’ta gerçekleşen küresel iklim grevlerine 1,5 milyonun üzerinde genç ve çocuk katılım gösterirken 20 Eylül’de “Fridays for Future / Gelecek için Cumalar” dayanışma ağının çağrısıyla gerçekleşen küresel iklim grevine 20 - 27 Eylül arasında bu defa tüm dünya katıldı. Sıfır Gelecek ekibi ile küresel iklim grevi hakkında konuştuk.
AVRAM VENTURAAVRAM VENTURABilgelik Ağacının Gölgesinde adını verdiği son kitabında Avram Ventura, uzun yıllardır öykülerin ışığında kaleme aldığı 22 deneme türünde yazısını okurlarla buluşturdu. Bundan tam 51 yıl önce, 1968 yılında ilk yazı ve şiirini yayınlayan Avram Ventura’nın, 11. deneme kitabı Bilgelik Ağacının Gölgesinde, ekim ayında okuyucuyla buluştu.